logo

trugen jacn
01 Mart 2016

TÜRKİYE’DEKİ ÇİN YANLILARI İLE AJANLARININ ” DOĞU TÜRKİSTAN” YALANLARI

Doğu Türkistandaki Çin vahşet ve assimilasyonu,  yüzyılımızın belki de insanlık tarihinin  en büyük  soykırımlarından biridir. 1949-1976 arası Mao döneminde Doğu Türkistanda suni olarak insanlara yiyecek verilmemek suretiyle  yapay bir  açlık  ortamı yaratılmıştır. Bu açlık dönemeleri ile ardından başlatılan  kültür devrimi sırasında yapılan insanlık dışı uygulamalar   insanlığın yüz karası uygulamalar olarak tarihe geçmiştir.Bu uygulamalarda milyonlarca kişi utanç verici bir şekilde  Mao’nun Kızıl Muhafızları tarafından katledilmişlerdir.

yÜCEL tANAY-1Yücel TANAY
Türkiye’deki Çin yanlısı  bazı çevreler Doğu Türkistan’daki bu vahşetlerin üzerini örtmek ve Mao’yu ve Çin yönetiminini aklamak  için adeta  yarış halindedirler: Bu çevrelere  göre Çin işgalindeki Doğu Türkistan’daki ayaklanmaların arkasında  batılı emperyalist ülkeler vardır. Bu ülkelerin Amaçları bu bölgeyi karıştırmaktır.Yoksa Çin’in işgalı altında ve onun  sömürgesi olan “Xinjiiang Uygur Özerk Bölgesi’nde (Uyguristan’da) bu bölgenin  kadim ve öz halkı halkı Türkler mutludurlar. Bu  Çinciler  İşgalcı Çin yönetiminin bölgeye din, hak hukuk ve vicdan özgürlüğü getirdiği yalanlarını sürekli  savunurlar.


Maoizm vahşetinin asil hedefi,  sözde “Çin Halk Kurtuluş Ordusu” adını verdikleri işgal, gasp  ve talan Ordusu  tarafından işgal edilen bu topraklarda yaşayan kadim halklardır. Bunlardan en başta gelenlerinden   biri, Çin’in batısındaki “Uygur Özerk Bölgesinde”, bir diğer ifadeyle Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta diğer Türk topluluklarıdır. Hem Müslüman hem de etnik bir azınlık  yanı TÜRK oluşturdukları için Pekin rejiminin hedefi haline gelen Uygur Türkleri, Mao’nun iktidara geldiği 1949 yılından itibaren sistemli bir bir şekilde her türlü assimilasyon,dönüştürme ve soykırım uygulamaları ile toptan yok edilmek istenmektedir.
Müslüman Uygur Türkleri’nin dini vecibelerini yerine getirmelerine  kısıtlama,engel ve yazaklamalar getirilmiştir. Dini mekanlar ve  ibadet yerleri ve din eğitimi veren okulları(Medreseler) kapatılmıştır. Din adamları tutuklandı, büyük bir kısmı ise öldürülerek yok edilmiştir. Çin, Doğu Türkistan’da hiç bir koruyucu ve önleyeci hiçbir önlem almadan nükleer denemeler yaptmıştır. Ekim- 1964  Ağustos-1996 yılları arasında gerçekleştirilen  toplam  46 nükleer deneme  sonucunda  teşhiş edilemediği için adı konulamayan ve rakamlarla adlandırılan onlaraca tür yeni hastalıklar  ortaya çıkmıştır. Bu nükleer denemelerin sonucunda Uygur Türkleri arasında kanser oranı olağanüstü derecede artmış,ana karnındaki çocukları dahi bu denemelerden etkilenmiş ve  zarar görmüştür. Yeni doğan  çocuklar hastalıklı, engelli,eksik uzuvlu ve  sakat olarak veya ölü olarak doğmuştur.


Doğu Türkistan’da Çini işgalının başladığı tarihten sonra ;

  • 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin
  • 1952-1957 yılları arasında 3 milyon 509 bin
  • 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin
  • 1961-1965 yılları arasında 13 milyon 300 bin

olmak üzere toplam 26,309  milyon arasında tahmin edilen Müslüman Uygur Türkü Çinliler tarafından çeşitli yöntemlerle öldürülmüştür. Müslüman Uygurların 1bir’den  fazla çocuk sahibi olmaları yasaklanmıştır.  Bu yasağa uymayanların çocukları anne rahminde kürtajla katledilmiş ve çexitli pağır para cezalarına çarptırılmaktadır.
Mao döneminde başlayan bu uygulamalar halen devam etmektedir. Günümüzde  mecburi olarak uygulanan Zorunlu göç, zorunlu nüfus planlaması ve katliamlar ve çeşitkli uygulamalar  neticesinde Uygurlu Türkler, Doğu Türkistan topraklarında azınlık konumuna düşürülmüşlerdir. 1953 yılından bu yana sürdürülen asimilasyon politikası sonucunda Uygur Özerk Bölgesi’nde yüzde 75 – 85 arasında olduğu düşünülen  Müslüman Türk nüfus oranı günümüzde yüzde 35’lere kadar düşürülmüştür.

Bugün 25 milyonu aşkın Doğu Türkistanlı Müslüman, Çin baskısı altındadır. On binlerce Müslüman siyasi tutuklunun bulunduğu bölgede  tutuklanan ve gözaltına kaybolan   Türklerden   bir daha haber alınamamaktadır. Bu durum ise,1940’lı yıllarda Hitler Almanyasının Yahudilere uyguladığı öahşeti hatırlatmaktadır.
Komünist Çin rejiminin vahşet uyguladığı  bir diğer ülke ise Tibet’tir. Tibet, Çin’deki komünist devrimin hemen ertesi yılı, yani 1950’de Çin ordusu tarafından işgal edilmiştir. Çin, burayı kendisine bağlı özerk bir bölge haline getirmiş, Tibetliler de bunu kabul etmişlerdir. Ancak Çin’in Tibet halkı üzerindeki baskısı giderek artmıştır. Çin yönetimi, Tibet köylülerini mahsullerini çok düşük fiyata satmak zorunda bırakmış, ülkedeki bütün önemli kurumların başına  etnik  Çinli yerleşimcileri atamıştır. Tibet’e te aynı Doğu Türkistan’da yaptıkları gibi  Han Çinlisi göçmenler yerleştirilerek demografik yapı değiştirilerek Tibetliler asimile edilerek Çinlileştirmek istenmektedir.en ufak bir direniş ifadesini çok kanlı ve  insanlık dışı yöntemlerle  bastırılmaktadır.


Çin işgali altındaki Doğu Türkistan ve Tibet’te Maocu  maskeli Çin Faşizminin  vahşetleri ortadayken Türkiyedeki TÜRK ve MÜSLÜMAN düşmanı bazı kesimler (özellikle  şahsiyetini ve onurunu yitirmiş, bazı tasmalı Mao yalakası sol medya) Çin devletine, dünya görüşleri  ve görevleri  gereği toz konduramadıkları için olsa gerek hemen savunmaya geçip Çin yalanlarının ülkemizde pazarlamasını yapmaktadırlar.
Bu edepsiz Çin  ajanlarının söyledikleri  ve yazdıkları yalanlara bir bakalım ;  Çinde yaşayan Uygurlar istedikleri gibi ibadetlerini yapabiliyor , her hangi bir sıkıntı yok dedikleri yerlerin DOĞU TÜRKİSTANDAN km. lerce uzakta başka yerler olduğunu bilmiyorlar veya biliyorlarsa de  özellikle yalan söylüyor ve yazıyorlar. Banu Avar’ın sosyal medyada paylaştığı bir bilgi ve resme  göre, Çin’i savunmak ve onu temize cıkarmak  için ibadetin serbest olduğunu iddia ettiği yer  Çin’in güneyinde Çin denizi kıyısında  tamamen etnik Çinlilerin yaşadığı liman ve endüsri kenti Guangzho şehri ve  Mescid El Ebu Vakkas Cami’sidir.  Cami’nin Tabelasında Çince yazının üzerinde Arapça Mescid El Ebu Vakkas yazmaktadır.  Bu kent Doğu Türkistan’a tam 4265 km uzaklıkta  olup, bu caminin Müslüman Uygurlar  ve Doğu Türkistan ile yakından uzaktan bir  alakası  bulunmamaktadır !
Bu  ve benzerii haberleri  paylaşan sadece Banu avar değil tabiki , bu olaylarda Çin devletinin baskı, ve vahşetinin aklamak ve onu yalanları ile temize çıkarmak  isteyen  vicdanının Çin’in  Uygurların kanı bulaşmış  Halk Parasına satmış sözde Kalemşörler  bu tip yalanların ve düzmece ve hazırlanarak kendilerine verilmiş haberlere sığınmaktadır.


Şu konuda bir  gerçek  payı vardır  ; İşgalcı Çin’in baskısı,zulmü,etnik assimilasyon dini ve  ırkı soykırıım uygulamaları sadece Çinli olmayan Doğu Türkistan ve Tibet’tedir. Etnik Çinlilere ve  Ülkenin başka bölgelerinde yaşayan Çin asılı Hui Müslümanlar bu konuda çok rahattırlar.  Uygurların Tungan olarak  aadlandırdıkları Hui’ler yanı Çinli Müslümanlar için her hangi bir baskı,engel ve yasaklama söz konusu değildir. Bu müslümanlar  yaşadıkları bölgelerde  rahattırlar   ve istedikleri gibi dinii hayatlarını  yaşayabilirler ancak unutulmaması gereken de başka bir şey var . Zaten bu Müslüman etnik Çin ırıkına mensup oldukları için   onlara  her hangi bir baskı ,zulüm ve yasaklamalar söz konus değildir. Çin bu konuda tamamen Etnik düşünce ile hareket etmektedir. 
Çin’in baskı.etnik assimilasyon, dini ve ırkı soykırım uyguladıkları bölge  işgal ettiikleri ve pervasızca sümürdüğü Doğu Türkistan ,Tibet ve İç Moğolistan vebenzeri gibi Çinli olmayan insanların yaşadıkları toprakalardır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlara karşı yapılan işkence , sürgün ve katliamların esas amacı Müslüman Uygurların toptan imha edilerek tarih sahnesiniden silinmesi ve  kalaanların da  o bölgeyi terk edip  gitmelerini temiin etmek içindir. Bu nedenele bu bölgelere bir çok teşvik ve özendirmeler ile gitsinler yerleştirdikleri Han Çinlilerinin  bölygenin kadim sakinlerine karşı baskı,etnik zulum ve saldırılarına ve katliamlarına da göz yummaktadırlar.


Bu bölgenin insanların yaşadıkları bölgede yıllarca nükleer denemelere , katliamlara , işkenceler maruz kalıp , zengin yer altı kaynaklarını ele geçirmek isteyen Çin devletine karşı , bağımsızlık mücadelesi vermesinden daha doğal ne olabilir ki. Bu mücadele süresince 30 milyondan fazla Uygur Türkünün öldürüldüğü gerçeğini inkar etmekte acziyet,bilgisizlik ve ahlaksızlık olur her halde.
Doğu Türkistan olayına Çin penceresinden bakan ruh ve bedenleriyle Çin Doğu Türkistan işgal politikasına hizmet edenler Şunu hiç düşündünüz mü? Çinin amacı ordaki kardeşlerimizin kimliklerini değiştirmeye zorlamak ve asimilasyona uğratmak olmasın sakın
Biz Türklerin tarihsel düşmanı Çinlilerin Doğu Türkistandaki zulümlerinin üzerini örterek Doğu Türkistan bağımsızlık ayaklanmasını dış destekli Çine karşı bir komplo olarak sunmaya çalışan Banu Avar ,Sol Haber siteleri , Doğu Perinçek ve bu tipte özellikle sol fraksiyona sahip veya sözde Ulusalcı özde Maocu kesimden orda yaşanan olayları ve bu olaylara şahit olan insanların anlatıklarını yalanlamaya çalışmalarının nedeni Türk halkının kafasını karıştırmaya çalışmaya yönelik Çin istihbarat faaliyetinin Türkiyedeki ayağıdır.
Biz mazlum kim olursa olsun onun yanında zalim kim olursa olsun ona karşıyız söylemine sarılıp Batılı emperyalistlerden şikayet ederek Doğu Türkistan’daki zulmün uygulayıcısı Çin emperyalizminin yanında olanların emperyalizme bakışı ideolojik ve etik değildir.
Dünya Uygur kongresi başkanı Rabiya Kadir hanıma Çin tehdidinden dolayı hiçbir ülke kabul etmediğinden Amerika`da kalıyor.diye suçlamada bulunanlara Rabiya hanımın kocası Sıdık Haci Rozi de Amerikan radyosunda çalışmıyor. Ama Doğu Perinçek’in kızı Kiraz Perinçek Çinin resmi Devlet radyosu Çin Uluslararası Radyosu’nun (CRI) Türkçe servisinde çalışarak kime hizmet ediyor? Türkiye izin verirse Rabiya Kadir, aynı gün Türkiye`ye yerleşeceğini görsel ve yazılı medyaya verdiği demeçlerde açıkladı.
Türkiyedeki  Maocu sol kesimler akıllarını başlarınaına toplasın. Komünizm maskeli Çin şövenizminin  kanlı yüzünü görmek için Doğu Türkistana dikkatle baksın.

Çin Komünis Partisi iktidarının Doğu Türkistan’daki 67 yıllık işgal süreci, Mao’nun işkence ederek öldürdüğü on milyonlarca insan’ın, Çin faşişizminin  korkunç ve   vahşi cinayetlerinin, planlı ve  suni olarak yaratılan kıtlıklarda öldürülen onbinlerce masum Müslüman Türk Halkının,Velhasıl   sizin savunduğunuz Maoculuğun kanlı tarihidir.

Kaynak:
şirinevler escort
esenyurt escort
istanbul escort
kartal escort

Etiketler: » » » » » » »
Share
2487 Kez Görüntülendi.