Son Dakika
Doğu Türkistan,Türk İslam kültür ve medeniyetinin beşiği olduğuç kadar, aynı zamanda dünya medeniyeti için çok önem arzetmektedir. Doğu Türkistan’da şimdiye kadar açığa çıkarılmasına izin verilmeyen büyük ve yüksek bir medeniyetin var olduğundan bahsedilir. Kıruvan Mumyası,son yıllarda Teklemakan çölünün binlerce yıl öncesinde kumların altına gömülmüş eski ören yerlerinde bulunan mumyalar ve çeşitli objeler bu görüşlerin doğruluğunu güçlendirmektedir.
Bir kaç ay evvel Tekelemakan kumluğunda bulunan bir kadın mumyasının yanında bir kutu bulunmuştur. Bu mumya ve kutunun M.O.4 bin yılın öncesine ait olduğu tesbit edilmiş ve açıklanmıştır. Bu kutunun içinde bulunan madde ise, kokulu bir kadın makyaj kozmetiğidir.Bu maddeyi 6 bin yıl önceki ecdatlarımız süslenmek için kullanmışlardır. Ayrıca,3 bin 500 yıl öncesine ait bir çizme de bulunan eşyalar arasındadır.Bütün bu buluntuların bilim dünyasına açıklanmasına İşgalcı Çin izin vermemektedir.Çünkü,bunlar açıklandığında kendi iddialarının yanı Han Çinli’lerinin 5 bir yıllık kültür tarihi arka planda kalacaktır.
1920’lı yıllarda Tekmlemakan’i ziyaret eden Amerikalı Bilim Tarihçisi ve Arkeologu W.Morgan Tarım medeniyeti ile ilgili şu tarihi açıklamayı yapmıştır ;
” DÜNYA MEDENİYETİNİN ANAHTARI,DOĞU TÜRKİSTAN’İN TEKLEMAKAN ÇÖLÜNDÜ SAKLIDIR.nE ZAMANKİ BU ANAHTAR BULUNUR, OZAMAN DÜNYA MEDENİYETİNİN SIRRI YENİDEN ÇÖZÜLECEK VE TARİH YENİDEN YAZILACAKTIR.”
Yücel TANAY
Türkistan toprakları ister Batı ,ister Doğu olsun buranın Kadim Türk yurdu olduğuyla ilgili işaretlerle doludur. Atalarımız bu kadim vatanımıza Türk mührünü vurmuşlardır.
Tarihi MÖ 200’lü yıllara (Göktürkler ve Hunlar dönemine) kadar dayanan Türkistan toprakları, tarihin ilk dönemlerinden beri Türklerin ana yurdu, bin yıldan beri de İslam toprağıdır. Tarih boyunca Türkistan adı ile bir devlet veya hanlık kurulmamış olmasına rağmen, Orta Asya’nın büyük bölümünü oluşturan söz konusu alan, eski çağlardan beri Türklerin yerleşim merkezi olduğu için Türkistan olarak adlandırılmıştır. Özellikle de araştırmacılar tarafından tarihin ilk medeniyet merkezlerinden biri olduğu belirtilen Doğu Türkistan, jeo-stratejik konumu itibariyle Batı ve Doğu kültürlerinin kaynaştığı bir alan olmuştur.
Tarih boyunca büyük imparatorluklara ev sahipliği yapan bu topraklar, Halife Abdülmelik Mervan döneminde Türklerin kendi rızaları ile İslam’ı kabul edişinden sonra İslam aleminin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle Hakan Satuk Buğra’nın İslam’ı kabul etmesinin ardından 751–1216 yılları arasındaki dönem Doğu Türkistan’ın altın devri olarak bilinir. Medreseleri ve öğretim kurumları ile ünlenen Türkistan, bu dönem boyunca dünyanın dört bir yanından gelen öğrencileri misafir etmiş, tarihe yön veren devlet ve bilim adamları yetiştirmiştir. Bu bölgeden dünyanın dört bir yanına göç eden Türkler ise İslam’ı dünyanın çeşitli ülkelerine taşımışlardır.
Bu topraklarda doğan Karahanlılar, Gazneliler, Harzemşahlar, Selçuklular, Saidiler İslam’ın bayrağı altında devlet kurup, Türk-İslam uygarlığının en güzel örneklerini vermiş ve insanlığa büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Mahmut Gaznevi, Abdülkerim Satuk Buğra, Timur, Selçuk Bey, Babürşah, Melikşah gibi büyük devlet adamları da bu topraklarda yetişen değerli isimlerdendir. İmam Buhari, İmam Tirmizi, İbn-i Sina, Ebunasril Farabi, Fergani, Zimahşeri, Sekkaki gibi eserleri ile İslam kütüphanelerini zenginleştiren, dünya bilim adamlarına yol gösteren bilginler de bu toprakların evlatlarıdır. Ayrıca Divan-ı Lügat-it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib, Atebet’ül Hakayık adlı dev eserin sahibi Ahmed Yüknek gibi dünya tarihine kültür hazineleri ile yazılan isimler de Türk-İslam uygarlığının beşiği olan bu topraklarda yaşamıştır. Bu Doğu Türkistanlı alimler Doğu Türkistan’ın İslam ve Türk dünyası için taşıdığı değeri ortaya koyması açısından büyük önem taşır.
BENZER HABERLER