Dr.HASAN : ÇİN’İN DÜNYA’YA ZORLA DAYATMAK İSTEDİĞİ TERÖR YASASI VE TERÖR ENSTİTÜSÜ,KENDİ SONU VE HELAKETİNE YOL AÇACAKTIR

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Çin’in 27 Aralık 2015’te kabul ettiği yeni Terör yasası ile hemen akabinde  01 Ocak 2016’de Kuzeybatı Üniversitesi büneyisinde kurduğu “Terörle Mücadele Enstitüsü” kurduğunu ilan etmesi uluslar arası toplumun dikkatının Çin ve Doğu Türkistan’a bir kez daha çevrilmesine yol açtı.
Çin uzmanları ve siyasi analizcılar Çin’in terör yasasını kabulü ve hemen ardından Terörle Mücadelee Enstitüsü kurarak bunu dünyaya zorla dayatmak istemesinin kendi sonu ve helaketine yol açağını ifade ediyorlar. Uzmanlar Çin’in bu yasa ve Enstitü’yu bahane ederek Uygur Türklerine karşı acımasız bastırma ve yok etme uygulamalarının şiddetini arttıracağına dikkatı çekiyorlar.

Özgür Asya Radyosuna konuşan ve halenz ABD’de yaşayan Uygur siyaset bilimci ve Uluslar arası ilişkiler uzmanı Dr.İlşat Hasan,Uluslar arası toplumun ve uzmanaların Çin’in bu son terör yasası ve Terör Enstitüsü kurmasını şüphe  ile karşıladıklarını ve tepki  ile karşıladıklarını  ifade etti.
Çin’in kendi söylemlerine aykırı fikir ve düşünceleri düşman ilan ettiğini, bunun son örneğinin ise,  Fransız Gazeteci Ursula Gauthider’in Uygurlar hakkında yazdığı bir makale yüzünden Çin’den sınır dışı edilmesi  olduğunu söyledi.
Dr.İlşat Hasan Çin’in son çıkardığı terör yasası ve kurduğu Antiterör Enstitüsü’nün gerçek amacı ve bunun uygulanması neticesinde  meydana gelmesi muntemel sonuçlar hakkında şunları ifade etti. “ Fransız kadın Gazeteci Ursula Gauthider, Paris saldırısını bahane ederek  ” Uygur Terörizm”‘inden şikayet eden ve her iki olayı de benzer olduğunu iddia eden isteyen Çinli Liderlere cesurca kaleme alarak yayınladığı  yazısı ile karşı çıkmıştır . Yazısında Paris saldırısının bir törer eylemi olduğunu,Aksu/Bay’daki şiddet olayalarının ise,bir tepki olayı olduğunu ifade etmiştir.Uygur Türklerinin Çin’e olan tepkilerinin Çin’in bölge’de Uygurları dışlayan ve ayırımcı politikalar izleyen uygulamaları yüzünden meydana geldiğini ve çaresiz ve umutsuz bir toplumun bir tepki ve karşılık hareketi olduğunu dile getirmiştir.Yıllardan beri Pekin’de gazetecilik yapan bu Kahraman  FransızKadın gazetecinin kendi görüşlerine aykırı olan bir makalesi yüzünden Çin’den sınır dışı etmiştir. Doğu Türkistan’daki şiddet olaylarının Çin’in Uygurlara karşı yürüttüğü etnik ve ayırımcı politikaların  sonucu olduğunu yazan her kesi suçluyor ve kendi hatasını hiçbir zaman kabul etmiyor.Uluslar arası toplum Çin’in idaresi altındaki bölgelerde yaşayan Çinli olmayan azınlık Milletlere uygulanan dışlayıcı ve ayırımcı politikaları sürekli eleştiriyorlar  ve bu politikaların düzeltilmesini istiyor. Doğu Türkistan’daki şiddet olaylarının temel sebebinin bu yanlış politikalar yüzünden meydana geldiğini her fırsatta dillendiriyorlar.Çin, yıllardan beri  azınlık uluslara karşı aşırı güç kullanarark bunların karşılık hareketlerini bastırmaktadır.2009 yılından sonra ise, Uygurların barışçıl yollarla yaptığı proteston ve tepki eylemleri silah kullanılarak ve devlet terörü uygulanarak daha da acımasız ve şiddetli bir şekilde bastırılmaktadır. Sivil halka karşı ağır silahlar kullanılıyor ve devlet terörünün bütün yöntemleri uygulanıyor.01 Ocak 2016’dan itibaren bu devlet terörü yeni çıkarılan Terör yasası ile daha şiddetli bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır.Çin’in bu politikası bir “Milli Bastırma ve Öç Alma “ savaşına dönüşmüştür.
Çin’in ekonomik gelişmesine paralel olarak,ülkedeki siyasal inkişaflar da dünyanın dikkatını çekmektedir.Uygurlar ile Çin yönetimi arasındaki ilişkilerve Çin’in Uygurlara karşı yürüttüğü assimilasyon ve yok etme politikalarına ait haberler ve analizlar uluslar arası medya’da çokça yer almaya başlamıştır. 2016 yılında kabul ettiği bu yeni terör yasası ve ardından Terörle Mücadele etmek amacı ile kurduğunu iddia ettiği “Terör Enstitüsü ” ile Çin devlet Terörünü yasal hale getirmeyi amaçlamaktadır.Çin günümüzde, Uygur Türklerine karşı yürüttüğü aşırı güç ve devlet terörü kullanarak bastırmaya çalıştığı uygulamalar yüzünden uluslar arası toplumun ağır baskısı altındadır. Halkın feryatlarının  ve  ifade özgürlüğü seslerinin  boğulduğu ve tepki amaçlı eylemlerin  ağır silahlar kullanarak  ve devlet terörü uygulanarak  Uygurlarn topyekün yok edilmeye çalışılması, Çin’in   ve helaketinin başlangıcı ve  sonunu getirecektır.” Şeklinde konuştu.