Son Dakika
Erzurum Merkezli ve Başkanlığını Atatürk Ün.öğretim üyesi Sayın Prof.Dr.Alparslan Ceylan Hocamızın deruhte ettiği GÜNEŞ VAKFI’nca 2013 yılında yapılan ” “.TÜRK ŞÖLENİ”‘nda sunulan bildiri Metnidir.
Hamit Göktürk
Doğu Türkistan kavramı, Büyük Türkistan’ın 19.yüzyılda komşuları Çarlık Rusyası ve Çin imparatorluğu tarafından hemen hemen aynı tarihlerde işgal ve istilası sonucunda ortaya çıkmıştır.
Çinliler tarafından işgal edilen Doğu bölümüne Doğu Türkistan denilmektedir.
Ruslarca işgal edilen ve günümüzde Kazakistan, Kırgizistan,Tacikistan,Özbekistan ve Türkmenistan Cumhuriyetlerinin oluşturduğu topraklar (Türkistan’in batı bölümüne) Batı Türkistan olarak anılmaktadır.
741 yılında meydana gelen Talas Meydan savaşında büyük bir bozguna uğrayan Çinliler ile Türkler arasında 1759 yılına kadar, 1008 yıl süren bir barış dönemi yaşanmıştır. Bu süreçte karşılıklı ticaret ,sosyal ve kültürel ilişkiler gelişmiştir.
1759 yılında meydana gelen ilk Çin istilasından günümüze kadar Doğu Türkistan Türklerinin kurtuluş mücadelesi hız kesmeden sürmektedir.
1860’lı yıllarda Ülke çapında başlayan genel ayaklanma sonucunda ülke istilacılardan kurtarılmış ve Muhammed Yakup Han Bedevlet ülkede siyası birliği sağlayarak Doğu Türkistan İslam devletini ilan etmiştir.
Bu devlet Osmanlı imparatorluğu,İngiliz İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası tarafından resmen tanınmıştır. Çin devleti ise,bu ülkelere Doğu Türkistan İslam devletine saldırmayacağını taahhüt etmiştir.
Ülkenin tarihi ve coğrafi adı; l877 yılındaki Çin-Mançu istilasından sonra 1884’te Çince ”Yeni Toprak “ anlamına gelen “ ŞİNCANG” olarak değiştirilmiştir.
1930’lu yıllarda ülkede istilacıların zulüm ve baskılarına karşı meydana gelen genel ayaklanma neticesinde 12 Kasım 1933’de Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam cumhuriyeti ilan edilmiştir.
2.Dünya savaşının sonlarına doğru ülkede işgalcilere karşı başlayan topyekün Halk ayaklanması sonucunda “Azatlık Teşkilatı ” milli ve siyasi birliği sağlayarak 12 Kasım 1944’te Gulca şehrinde Doğu Türkistan Cumhuriyetini ilan etmiştir. Cungarya Bölgesindeki İli,Altay ve Çöçek Vilayetleri kurtarılmıştır. Ancak, 2.dünya savaşının galipleri büyük devletlerin Yalta’da dünyayı paylaşmak için yaptıkları konferansta Rusların baskısı ile Doğu Türkistan Çin’in nüfuz bölgesine bırakılmıştır.Ülkenin işgal altındaki diğer bölgelerinin de kurtarılması için Doğu Türkistan Milli Ordusunun ileri harekatı Sovyetlerce durdurulmuştur.
Çin’deki iç savaşta galip gelen Mao Liderliğindeki komünistler Eylül /1949’da Doğu Türkistan sınırlarına dayanmıştır. Doğu Türkistan Liderleri Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin önderliğindeki devlet adamalarımız Sovyet destekli Komünist Çin Kuvvetlerine karşı koymanın büyük katliamlara sebep olabileceği ve zamanın siyasi ortamının de elverişsizliğini göz önünde bulundurarak “Vatan İçin Vatan’dan Ayrılma” kararı almışlardır.
Büyük katliamlar yaparak ülkedeki işgalı tamamlayan Komünist Çin yönetimi Ekim/ 1955’te sözde “ŞİNCANG UYGUR ÖZERK BÖLGESİ”nı ilan etmiştir.
DOĞU TÜRKİSTAN’IN JEOPOLİTİK VE JEOSTRATEJİK ÖNEMİ
Politik ve strateji bilginlerince Asya’nın kalbi (Pivot of Asia) olarak nitelendirilen bu ülke, jeopolitik ve jeostratejik konumu, fiziki coğrafyası, tarihi geçmişi, etnik yapısı, kültürel değerleri ve dini inançları ile Türk – İslam dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır.
Doğu Türkistan,Türk tarihinde Orta Asya’da kurulan bütün Türk devletlerinin merkezi olmuş veya bu devletlerin bünyesinde yer alarak coğrafi ve strateji önemini her zaman korumuştur.
Doğu Türkistan etrafı dünyanın en yüksek dağları ile çevrilmiş olup,doğu sınırı 500 km. derinliğindeki bir çöl ile Çin’den ayrılan kapalı ve doğal korunaklı bir bölgedir. Ülkenin siyasi geleceğinin belirlenmesinde ve uluslar arası ilişkilerde bu stratejik özelliği belirleyici bir rol oynamıştır. Tarihte Doğu Türkistan’a hakim olan bir devlet,bütün Orta Asya ve Türkistan coğrafyasına hükmetmiştir.Doğu Türkistan,günümüzde Çin’in batıya açılan kapısı durumunda olup, hayatı önem arz etmektedir.
Doğu Türkistan 1,8 milyon Km.2 yüz ölçümü toprak büyüklüğü bakımından Türk dünyasında Kazakistan’dan sonra 2. nüfus bakımından ise,Türkiye ve Birleşik Azerbaycan’dan sonra 3. sırada yer almaktadır.
Doğu Türkistan ekonomik yönden de Türk dünyasının en zengin bölgelerinden biridir.
Çin genelinde bulunan 164 elementin 148’i Doğu Türkistan’dan çıkarılmaktadır.Çin yönetiminin verilerine göre ülkede 120 milyar ton petrol 2 Trilyon M3.doğal gaz 200 milyar ton kömür rezervi keşfedilmiştir.Bunun yanında önemli miktarda demir,uranyum,altın,gümüş,yeşim taşı(Kaştaşı) Volfrom Vb.stratejik maden rezervleri de tesbit edilmiş bulunmaktadır.
Tarım alanlarının büyüklüğü,geleneksel olarak yetiştirilen endüstriyel ve tahıl ürünleri ile hayvansal üretim bakımından ülke,Çin’in bir çeşit pamuk,et gıda,sebze ve meyva üssü haline gelmiştir. İklimin elverişli olması ve yaz aylarının uzun sürmesi nedeni ile yılda 3 kez ürün alınabilen dünyanın nadir tarım ve hayvancılık yapılan bölgelerdendir.
Doğu Türkistan’da bugün 27 milyon Uygur Türkü,2 milyon Kazak Türkü,300 bin Kırgız Türkü olmak üzere Özbek,Tatar,Salur Vd.Türk boyları olmak üzere 30 milyon Türk’ün yaşadığı tahmin edilmektedir.
Doğu Türkistan dışında.anılan ülkelerin resmi rakamlarına göre, Türkistan Cumhuriyetlerinden Kazakistan’da 250 bin, Kırgizistan’da 50 bin Özbekistan’da 40 bin civarında Uygur Türkü yaşamaktadır. Tacikistan ve Türkmenistan’da da kesin olmamakla birlikte sayıları on binleri bulan Uygur Türk’nün yaşadığı bilinmektedir. Türkiye ‘mizde ise, Doğu Türkistan’dan Hindistan’a göç eden ve 1953 yılında getirilip iskanlı göçmen olarak yerleştirilen büyük çoğunluğu Kazak Türkleri olmak üzere 50 bin civarında Doğu Türkistan Türkü yaşamaktadır.
1980’lı yıllarda Çin’in batıya açılmasından sonra yurt dışına öğrenim ziyaret,ticaret Vb. sebeplerle göç eden ve büyük çoğunluğu aydınların oluşturduğu Uygur Türkleri ABD. AB.ülkeleri Ortadoğu devletleri ile Avustralya’ya yerleşmişlerdir.
DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNİN GÜNÜMÜZDEKİ SORUNLARI
Çin Yönetimi, M.Ö.2.yüzyılda İmparator Hen Vu Dİ tarafından geliştirilen ve PAX CİNİCA olarak bilinen milli politikaları gereği komşuları olan Türkleri parçalamak ve yok etme projesini sürekli ve adım adım uygulamaktadır..
Üç aşamalı olan bu projeye göre ;
1.-Rakiplerin arasına fitne sokarak onları parçalamak
2.-Rakiplerden,uzaktaki ile dost olmak. Onun yardım ile yakındakini yok etmek.
3.- Daha sonra yalnız kalan uzaktaki düşmanın işini bitirmek.
Çin yönetimi bugün bu projeyi adım adım uygulamaktadır. İktidara gelen her yeni yönetim bu projeye günün şartlarına göre yeni yöntemler ilave ederek ve geliştirerek icra etmektedir Ancak,Doğu Türkistan’a komşu Kardeş Cumhuriyetlerde yaşayan Soydaşlarımızın son yıllarda Çin’in bu milli projesinin farkına ve bilincine varmış olmaları sevindirici olmaktadir.
Doğu TürkistanTürklerinin günümüzdeki Sorunları ;
DOĞU TÜRKİSTAN – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Doğu Türkistan coğrafi olarak Türkiye’ye çok uzaktır.Ancak manevi ve gönül bağı olarak Türkiye’ye çok yakındır
Doğu Türkistan Türkleri tarihin her devresinde yönünü daima batıya yanı Türkiye’ye çevirmiştir. Gerek İmparatorluk Türkiye’sinde,gerekse Cumhuriyeti döneminde ilişkiler hiçbir zaman kesilmemiştir. Uygur Türkleri sevincini,kaderini ve duygu ve düşüncelerini ilk önce Anadolu’daki kardeşleri ile paylaşmaya çalışmıştır. Türk Milletine ve Türkiye’ye daima ve içten bağlı kalmışlardır.
Doğu Türkistan Türklerinde tarihten beri “IŞIK DAİMA BATI’DAN YANI TÜRKİYE’DEN GELİR.” inancı hakim olmuştur. Doğu Türkistan Türkleri geleceğini ve umudunu daima Anadolu’da aramıştır.
Aslen Kaşgarlı bir Uygur Türkü olan Tarikat ve Kanaat önderi Sadrettin Kaşgarı 1750’lı yıllarda Kaşgar’dan İstanbul’un gelerek Eyyüp semtinde Kaşgar Tekkesi ve Kaşgarlı dergahını kurmuştur. Dergah halen irşat görevine devam etmektedir.
1863’te Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan(Kaşgariya)İslam Devletinin Hükümdarı Muhammed Yakup Han Bedevlet,devletinin ilan ettikten sonra ilk icraat olarak Osmanlı devletine tabii olduğunu bildirmiştir. Hutbeyi Dünya Müslümanlarının Halifesi ve Osmanlı Sultanı Sultan Abdulaziz Han adına okutmuş ve para bastırmıştır.Yeğeni Seyit Muhammed Yakup Han Töre’yi Sultan Abdulaziz Han nezdine fevkelade elçi olarak yollamıştır. Osmanlı devleti Muhammed Yakup Han’in bu jestine karşılık,kendisine Emirulmüminin ve Atalık Gazi BEDEVLET ünvanı vermiştir.
1906 yılında İstanbul’a gelen Kumul ve Tufan Kadıları Halife Sultan 2. Abdulhamit Han’a bir rapor takdim etmiştir.Raporda Doğu Türkistan’da Hilafet Makamını yanı İstanbul’u ziyaret edilmeden yapılan hac ibadetinin eksik sayıldığı kanaatının hakım olduğunu, Hutbe’nın Halife adına okunduğunu bildirmektedir.
1907 yılında Doğu Türkistan’da Yakup Han Bedevlet devrini anlatan bir tarih kitabı yazan Molla Musa Sayramı eserini Müslümanların Halifesi ve Osmanlı Hakanı Sultan 2.Abdulhamit’a atfetmiş ve esere Tarihi Hamidi adını vermiştir.
1933’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Dış işleri bakanı Kasım Can Hacı Hindistan’in Bombay şehrinden Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e telgraf çekerek “Gökbayrak’tan Albayrağa Selam olsun” cümleleri ile başlayan bir mesajla yeni bir Türk devletinin kurulduğu müjdesini iletmiştir.
Ayrıca,bu devletin Başbakanı Sabit Abdulbaki Damolla devleti ilan etmeden önce 1932 ‘de Türkiye’ye gelmiş ve istişarelerde bulunmuştur. Devletin adının Uyguristan değil, Doğu Türkistan ve milli bayrağının Ayyıldızlı Gökbayrak olması bunun sonucudur.
19.yüzyılda başlayan eğitim ve öğretim faaliyetleri neticesinde onlarca Doğu Türkistanlı genç İstanbul’da tahsil görerek ülkelerine dönmüştür.Bu aydınlar Doğu Türkistan Türklerinin hak arama mücadelesinde,aydınlanmasında ve Türkiye ile olan ilişkilerde daima köprü görevi üstlenmişlerdir.
40 yıl aradan sonra 1986’da Doğu Türkistan’dan Hacca gelen Hacı adayları İstanbul’a gelmiş ve buradan hacca gitmiştir.2006’a kadar devam eden İstanbul üzerinden yapılan hac yolculuğu ile binlerce Doğu Türkistanlı Türkiye’yi tanımak ve Türkiyeli kardeşlerimizle kucaklaşmak mutluluğunu tatmışlardır.
Türkiye’den Doğu Türkistan’a resmi düzeyde ilk ziyaret,Mayıs 2002’de Zamanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı sayın Dr.Devlet Bahçeli tarafından gerçekleştirilmiştir. Sayın Bahçeli Urumçı ve Kaşgar’da Kardeşlerimiz ile kucaklaşmış ve Yusuf Hacip ile Kaşgarlı Mahmut’un kabirlerini ziyaret ederek dua etmiş ve bin yıllık hasreti bir nebze olsa da gidermiştir.
Haziran/2009 ‘da Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ilk ziyaretini gerçekleştirmiştir.Urumçi’de soydaşlarımız ile hasret gidermiş ve Kardeşlerimizin yaralı yüreklerine merhem olmuştur.Ayrıca,onların dayanma gücünü, ilham ve umut kaynağını bir kez daha takviye etmiştir.
Ağustos/2009’da Ekonomi Bakanı sayın Zafer Çağlayan devletimiz adına 5 Eylul katliamından dolayı Kardeşlerimize geçmiş olsun ziyareti gerçekleştirmiştir.
Ekim/2010’da Dış İşleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu şanlı Ayyıldızlı Bayrağımızı taşıyan özel uçağı ile Urumçi’yi ziyaret etmiştir.Mazlum ve mahzun Kardeşlerimiz ile birlikte namaz kılmış, dua etmiş ve yaralı Kardeşlerimizin yalnız olmadığını göstermiştir.
Nisan/2012’de Sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan, bakanlarımız kalabalık bir işadamı ve medya mensupları ile Urumçi’ye gitmiştir. Kardeşlerimiz ile kucaklaşmış, Camii’de birlikte namaz kılmıştır.Bu tarihi ziyaretin Doğu Türkistan halkının moralını, direnme güç ve azmini güçlendirdiğinden hiç şüphemiz yoktur.
Bugün Doğu Türkistan’da bütün menfi tutum ve engellemelere rağmen,bir Türkiye gerçeği oluşmuş durumdadır.Türkiye’de üretilen elbiseleri giymek,Türk usulu çay içmek,Türkçe yemekler yemek kardeşlerimiz için bir prestij ve övünç vesilesi olmaktadır. Türk Tv.larında yayınlanan diziler DVD fomatında binlerce nüsha çoğaltılarak yayınlandığı günün ertesi(saat farkından dolayı) piyasaya sürülmektedir. Özellikle 2009’daki olaylardan sonra Türkiye kamu oyunda oluşan destek ve Çin Yönetimine duyulan öfke sonucu ülke çapında büyük protesto ve destek gösterilerinin yapıldığını artık, Doğu Türkistan Türkleri bilmektedir. Bu tepkilere tercüman olarak Sayın Başbakanımızın sarfettiği “Yapılanlar Adeta Soykırımdır !” ifadesi Doğu Türkistan davası bakımından bir milat olmuştur.Doğu Türkistanlı Kardeşlerimiz artık, kendilerinin sahipsiz olmadıklarını,arkalarında 70 milyonluk dev bir desteğin olduğunu bilmektedir.
Ayrıca,TBMM.de Milletvekillerimiz hemen hemen her dönem Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini sürekli gündeme taşımaktadır.
Uluslar arası konferans ve etkinliklerde,Sivil Toplum Kuruluşlarının düzenlediği çeşitli etkinliklerde Doğu Türkistan meselesi sürekli gündeme getirilmektedir.
16-20 Mayıs 2012 tarihleri arasında Japonya Parlementosunun ev sahipliğinde yapılan 4.Dünya Uygur Kurultayına 3 Milletvekilimiz iştirak etmiştir.Yaptıkları konuşmalarla davamıza büyük destek vermiştir.
2 yıl önce Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye turistik geziler başlamıştır. Urumçi ile İstanbul arasında haftada üc kez uçak seferi vardır.Ayda en az 200 Doğu Türkistan Türkü 7-10 gün süre ile Türkiye’de kalmakta İstanbul başta olmak üzere bir çok şehrimizi gezmekte ve turistik bölgelerimiz ile Çanakkale şehitliklerimizi ziyaret etmektedir. Şimdiye kadar 15 bin civarında Uygur Türkü’nün Türkiye’ye geldiği tahmin edilmektedir. Ayrıca,Ülkemizden de aydınlarımız,ilim adamlarımız ve araştırmacılarımız Doğu Türkistan’ı ziyaret etmektedir.
Her hafta İstanbul’dan yaklaşık 80 – 100 ton civarında giyim ve ev tekstil ürünleri,ziynet eşyaları ve bakım ve kozmetık ürünleri uçaklarla Urumçi’ye taşınmaktadır. Ülkemizde çeşitli Firmalarca üretilen bisküvi ve şekerlemeler Doğu Türkistan’ın en ücra köşesindeki köy bakkallarında satılmaktadır. Kardeşlerimiz daha çocukluk çağında Türk malı gıdalar tüketerek Türkiye’yi tanımaktadır.
Diyanet İşleri Başkanımız geçenlerde Çin’e yaptığı resmi bir gezide Din adamlarının Türkiye’de eğitilmesi için bir protokol imzalamıştır.Önümüzdeki yıllarda Uygur,Kazak ve Kırgiz Türkü din adamlarımız Türkiye’ye gelecekler ve eğitimini sürdürüp ülkelerine döneceklerdir.
Ben bu bildiri ile var olma mücadelesi vermekte olan Doğu Türkistanlı Kardeşlerim hakkında pratik ve son bilgiler vermeye gayret ettim. Bir nebze de olsa bunun sizlerin anlayışı ve katkısı ile yerine getirebildi isem,kendimi bahtiyar addeceğim.
Engin sabır ve tahammülünüze teşekkür eder, Doğu Türkistanlı Kardeşlerinizi daima hatırlamanızı,unutmamanızı ve dualarınızla destek vermelerinizi diler, saygılarımı sunarım.
BENZER HABERLER