22 Temmuz 2015

CAMBAZA BAK ..!

Dünya’nın ekonomi ve üretim devi Çin!
Çin Halk Cumhuriyetine bağlı Doğu Türkistan’da ( Uygur Özerk Bölgesinde) Türklere yapılan baskı ve zulüm haberleri gündemde.
İsyan etmemek elde değil…

Çin Hükümeti tarafından Uygur Türkleri’nin Türk oldukları ve inançlarının gereğini yerine getirdiklerinde baskılara ve zulme uğradığını tarihten ve yakın gelecekten biliyoruz…
Hocaların bile “Müslümanlara yapılan zulümler ile ilgili dua eder iken unuttuğu(!) Doğu Türkistan’da” Türklere uygulanan baskı ve zulüm yine gündemde…
İsyan noktası şu; Son günlerde arttığı söylenen baskı ve zulümler ile ilgili Doğu Türkistan’da neler olup bittiğini kimse net bir şekilde açıklamıyor.
Dışişleri Bakanlığımız 2 paragraf, 6 satır yazı ile açıklama yaptı. Açıklama evlere şenlik. “Haberler kamuoyumuzda üzüntüyle karşılanmıştır”
Tamam üzüldük! 2. Paragrafta ise; “Kaygılarımızı Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğine ilettik” deniliyor…
Başka! Başka açıklama yok!…
Yahu! Allah aşkına, Çin Hükümeti, Uygur Türklerine yaptığı baskılar ve zulümler ne seviyede? Çin’de katliam mı var, son durum nedir? Hiçbir detay verilmemiş…
Devlet televizyonu TRT her zamanki gibi suskun! Özel kanallar halkı diziler ve aptal yarışmalar ile uyutma modunda… Kanallarda kısa kısa Türkiye’de yapılan eylemler gösteriliyor.
Doğu Türkistan’da her ne yaşanıyorsa net bir bilgi yok! Bu kadar mı aciziz!
Hiçbir Türk yetkilinin ağızdan net bir söylem çıkmıyor!
Hal böyle olunca sosyal medya trolleri olayları farklı yerlere çekiyor…
Çektikçe de uzatıyor gibi…
Trollere gün doğdu ya, “Cambaza Bak!” misali Türk Milliyetçilerini farklı bir yere takılı bırakarak kurulmak istenen “ Kürt Koridoru” ile altımızın kazıldığını unutturmak istiyorlar sanki…
Sanki başka bir şey gündemden ve Türk Milliyetçilerinden kaçırılmaya çalışılıyor!
***
Doğu Türkistan’da ki Türklere desteği, sadece yasakların ve zulümlerin arttığı dönemlerde değil, sürekli vermeli ve ülke politikası haline gelmesini sağlamalıyız.
Ülke olarak Doğu Türkistan’da ki en büyük ayıbımız belki de Çin’deki Uygur Türklerinin hak arayışını uluslararası gündeme taşıması nedeniyle “ Uygur Ana” diye adlandırılan Rabia Kadir’e bir vizeyi bile çok görmemiz.
Çok gördüğümüz gibi, Çin’in ada anlaşmazlığından dolayı düşman olduğu Japonya ve Çin’i bölme hedefinde Uygur Türklerini kullanma hayalleri kuran ABD’nin kucağına atmış, kaderine terk etmiş olmamız…
Çin’e karşı Tibet’te ki Dalay Lama’ya sahip çıkan Hindistan kadar olamadık…
Uygur davasının lideri Uygur Ana’ya sahip çıkamadık…
Sahip çıkamadığımız soydaşlarımızın ABD başta olmak üzere emperyalistlere, ÇİN’e karşı bir tehdit unsuru olmasına veya aynı düzenin devamı radikal gruplara hazır bir yem gibi altın tepside sunulmaya çalışıldığını ne zaman göreceğiz…
Bu durumlara şaşırmıyoruz artık!
Konu Mısır olduğunda yüksek sesle haykıranlar, konu Uygur Türkleri olduğunda “ Çin’in toprak bütünlüğü konusunda tereddüdümüz yok, saygımız var” söylemleri geliştiriyor…
Eee! Ne de olsa “Türk’ten ve Türklükten korkanlar var!”
***
Son olaylarda gösterdi ki Doğu Türkistan’dan düzenli ve güvenli bilgi alamıyoruz. Öncelikle düzenli bilgi alabileceğimiz bir seviyede ilişkileri en üst seviyeye çıkartmamız gerek!
Türklüğün en eski medeniyetinin belki fırsat yaratarak 6 saatlik bir uçak yolcuğu sonrasında ulaşılan bu Türk Yurdunu ziyaret etmek gerek…
Ve en önemlisi olası bir kaos ve çatışma ortamında maalesef sokaklarda ve sosyal medyada gösterilere katılmak ve yorum yaparak paylaşımda bulunmaktan başka bir şey yapamadığımızın bilincinde olmak gerek…
Son söz olarak “Kendine faydası olmayanın; anasına, atasına faydası mı olurmuş hiç.” diyelim ve Türkiye Türklüğü yok edilmeye çalışılırken, ülke bölünmenin eşiğinde, altı açılan koridorlar ile oyulurken, dik duramayan bir Türkiye, Doğu Türkistan’da ki Uygur Türklerine nasıl sahip çıkacak?
Güçlü olma, safları sıklaştırma ve oyunu bozma zamanı geldi de geçiyor…
Peki! Kısa vadeli çözüm bu ise uzun vadeli çözüm ne?
Çözüm, Avrupa’dan Çin’e kadar olan Türk Coğrafyasında ekonomide, kültürde, dilde, fikirde, işte birlik!
Çözüm, Türk Birliği!..