Son Dakika
Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da Han şövenizmine dayalı faşist uygulamaları ile kutsal Ramazan ayında Müslüman Uygur Türklerine reva görülen dini inançlarına yönelik,engelleme,yasaklama ve baskılarına karşı Türkiye’mizde ve uluslar arası toplum nezdinde meydana gelen tepki ve protesto gösterileri Çin’i bir haylı telaşlandırıp tedirgin ettiği görülüyor.
İşgalcı Çin’in son günlerde büyük mablağlarla Türkiye’de satın alarak saldırıya geçirdiği ,Uygur kanına bulaşmış kanlı Çin paralarına insanlık onurlarını ve vicdanlarını ucuzca satın kiralık Çin kalemşörleri,dalkavuk ve Cungnenhey Papağanlarının gerçekleri örten yalan ve sahte yazılarınıo kafi görmemiş olacak ki,bu kez Türkiye’de ticari faaliyet gösteren resmi Çin şirketlerini ve onun Müdür/ Ajanalarını sahneye sürmüş bulunuyor.
Ülkemizin saygın ve önemli medya kuruluşlarından olan Habertürk gazetesi’nde bugün itibari ile yer alan bir habere göre,Çin’in İstanbul’da faaliyet gösteren bir Metal Şirketi’nin Müdürü imzası ile bir mektup hazırlandığı ve bu mektubun bütün medya organlarına kişi ,kurum ve kuruluşlara gönderildiği bilgisi yer alıyor. Müdür/Ajan’ın yazdığı genel muktupta Oruç yasaklarına karşı gösterilen tepki ve protestoların gerçeği yansıtmadığı ve Çin işgalı Doğu Türkistan’da herkesin inançlarını serbestce yaşabildiği” vebeezeri utanmazca ve Çin kuyruklu yalanları ile Türk insanı kandırılmaya çalışılıyor.
Peki,Sana sormak lazım Ajan Müdür,Senin patronların madem Doğu Türkistan’da her şey güllük ve gülistanlık olduğunu iddia ediyor ? neden bağımsız gazetecilerin ve araşatırmacıların doğu Türkistan’a gitmesine ve durumu yerinde inceleyerek haber yapmasına izin vermiyor ? Vermez,çünkü senin patronlarının baskı,zulüm ve katliamaları açığa çıkar da ondan izin vermezler. Türk Halkı ve bütün Uluslar arası toplum senin Patronlarının ne kadar sahtekar ve yalancı olduklarını artık öğrenmiş durumda.Senin yalanlarına ve safsata dolu satırlarına senden başaka hiç kimse inanmaz ve kanmaz.
İşgalcı Çin’in ve onun kalemşör ve yardakçılarının bu yalan ve sahtekaralıkları bana Doğu Türkistan’da geçen Çocukluk yıllarımdaki sıkıntıları bir kez daha hatırılattı.Benim yaşadığım şehir bir tahil ambarı ve pirinç yurdudur. Üretilen ürünler Çinli işgalciler tarafından gabsedilip Çin’e taşınıyor ve biz çocuklar ailelerimiz ile birlikte İşgalcıler tarafından açlığa mahkum edilmiştik. Bugün acaba karnımız doymuş olarak uyuyabilirmiyiz ? diye düşündüğümüz günler oluyordu. Bir gün Pioner gazetesi(Çocukları komünizme hazırlamak için kurulan Çocuk örgütü’nnün yayın organı) okul’da dağıtıldı.Bir haber okudum. Şöyle yazıyordu ; “Gazetemizin muhabiri bilmem ne Komününe gitmiş ve orada Aşhane’de yemek yiyenleri izlemiş. Çocuklara Moma(Buharda pişen bir çeşit küçük ekmek= Çin ekmeği) dağıtılıyordu.Ancak,Çocuklar ben çok duydum.Moma almak istemiyorum.diye itiraz ediyorlardı.” Bunu okuyunca ben çocuk aklımla hayretler içinde kalmıştım.Acaba ben de orada olsa idim ve doyacak kadar moma yiyebilse idim keşki, diye imlreniyordum.Çin bu sinsi ve utanmaz yalanlarını günümüzde Türkiye”deki kiralık kalemşorleri vasıtası ile tekrarlattırıyor.
Benim yaşadığım şehir bir pirinç bir ambarı.Çocukuluğumda Pirinç tarlalarında ve pirinç harmanlarında çok çalıştım. Bizim ürettiğimiz Pirinçleri Çinli işgalcilar bize vermiyorlar ve bizden çalıp Çin’e yolluyorlardı. Bir kısmını ise, İşgal askerleri ile onlar için beslenen Domuzlarına yediriyorlardı. Ben Bir Aksakal’a(Konsolos’a) ait iken, el konulup Çin işgal Ordusu için bir domuz Besi Çiftliğine dönüştürülen büyük bir Çiftliğin önünden Okula giderken her gün geçmek zorunda idim.Kapı’nın önünde ikiye ayrılımış Benzim varillarından yapılan kaplarda benim memleketimde üretilen ancak,benden çalınan Prinçler Çinli askerleri için beslenen domuzlara verilmek üzere haşlanıyordu. İşgal askerleri bu pişirilmiş pirinçleri kovalarla domuzlarına yedirmek üzere taşıyorlardı.Ben bu domuzlara verilmek üzere haşlanmış piriçlerde gözüm kalıyordu. Yanı İşgalcçı Çin benim topraklarında üretiln Pirinçleri benden çalıyor ve kendi yiyecekleri Domuzlarına semirmesi için yediriyordu.
ÜLKEMİZİN SAYGIN GAZETESİ HABERTÜRK ÇİN YALANLARINA ALET OLMAMALI
Bugünkü Haber Türk gazetesinde yer alan haberde şu ifadeler yer almakta,” Çin iş dünyasının Türkiye’deki temsilcileri, son günlerde Uygurlar’ın oruç ve ibadetlerine yönelik baskılar olduğu yönünde ülkelerine yönelik tepkilere karşı harekete geçti. Çin’in demir-çelik sektöründe maden çıkarma dahil bütün üretim ve pazarlama aşamalarında faaliyet gösteren devlet şirketi Sinosteel’in Türkiye temsilcisi Li Song, ilişkide olduğu iş çevrlerine mektup gönderdi. Song mektubunda, “Asılsız haberler inanmmayın. Hükümet, Müslümanların Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde oruç tutma, ibadet için toplanma, iftar ve benzeri etkinlikleri yapmalarına engel olacak hiçbir şeye izin vermez” dedi. Mektubunda Çin Anayasası’nın din ve inanç özgürlüğünü düzenleyen maddelerini anlatan Song, “Hiçbir devlet makamı, sosyal kuruluş veya şahıs, vatandaşları bir dine inanmaya veya inanmamaya zorlayamaz” ifadesini kullandı. Song, mektubunu “Sincan’da Müslümanlar, ramazan ayı boyunca ve her zaman huzur içinde yaşam sürdürmektedir” iddiasında bulunuyor.
Ben de bu gerçekle hiç ilgisi olmayan,tamamen uyduruk ve yalan habere karşı şunu if ade ediyorum ; Madem Doğu Türkistan’da İşgalcı Çin her şeyi güllük ve gülistanlık olarak tarif ediyor.Haber Türk Gazatesinin bir muhabirini serbestçe ve özgürce gazetecilik yapabilmesi şartı ile Çin’e göndersin.Muhabir de bizzat halkla görüşsün ve onların ifadesi ile gerçekleri kamu oyuna duyursun ! Buna cesaretiniz varmı ? Hordri meydan !!!
İŞGALICI ÇİN ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYOR,ŞANTAJ YAPARAK TEHDİT EDİYOR
Türk-Çin İş Konseyi Başkan Yardımcısı Necati Abacıoğlu ise “Çinli misafirlerim sokağa çıkmaya korkuyor. Olaylar böyle devam ederse ticari ilişkiler etkilenir” iddiasında bulunuyor. Sayın Başkan Yardımıcısı’na sormak lazım,Türkiye’de şimdiye kadar kaç tane Çinli şiddete maruz kalmış ? Ben geçtiğimiz aylarda Uçakla Kayseri’ye gittim.Yanımda Kapadokya’ya giden Çinli Turist gurubundan bir Çinli hanım oturdu.Biz Müslüman Türkler düşmanımız bile olsa misafire saygı gösteririz ve gerekirse de koruruz.Buna akarşılık,Çinliler Türkiye’ye turist kafileleri yolloyurlar.Bu kafilelerin başında işgal yönetiminin çok güvendiği gizli Servis En Çüen Ting’in birer ajanını yanlarına katıyor ve kaçmasınlar diye korklarından onların pasaportklarına el koyuyor.Yanı bunların Pasaportları Ajan/Rehberin çantasında duruyor.Ajan/Rehber Turist gurubununu oluşturan Uygurların bütün hareketlerini kontrol ediyorlar.Onların kimlerle konuşup konuşmayşacaklarına da bunlar karar veriyorlar. İşgalcı Çin,Türkiye’de dahi UYgurlara baskı,zulümlerini sürdürmeye devam ediyor.
Sayın Başkan Yardıımcı ; Çin’e giden bir Uygur Türkü’ne Çinliler otellerde yer vermiyor.Taksiciler Uygur olduğu için almayı reddediyor.Uygurları kendi ana vatanlarında ırkı ve etnik ayrımcılık ve soykırıma tabi tutuyor. Hayıtın bütün sahalarında Uygur Türklerini dışlıyor 3. ve hatta 4.sınıf Vatandaş muamelesine tabi tutuyor.Bunu vicdan sahibi ve insanlık onurunu yitirmemiş etnik Çinli aydınlar sürekli dile getiriyorlar. Çünkü,İşgalcı Çin yıllardan emrindeki Çin medyasını kullanarak Çin kamu oyunu Uygurların düşmanı yaptı.Düşman yapmak için dizi filimler çevirdi. Şimdi ise,bu ektikleri duşmanlık tohumlarının meyvalarını topluyor.
Sizden bir insan olarak ,bir Türk Vatandaşı olarak Çin ile olan ticari ilişkileriniz geliştirilmesi yanında insanlığın ortak hedefi ve sorunu olan Uygurların gasbedilen haklarını de bir az dillendirin ve Çinli dostlarınıza zülmetmemeleri ve öldürmemeleri için tavsiyelerde bulunun.Yok,ben siyasete karışmam, Uygurların insan hakları beni ilgilendirmez diyeorsanız,siz sadece ticari konularla ilgilenin ve Uygurlara karşı de Çin’i savunmaktan vaz geçin lütfen. Sayın Başkan Yardımcısı Beyefendi,
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Görüş Yorum » Gündem » Haber » SiyasetBENZER HABERLER