Son Dakika
Avrupa İşlerinden Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Senatör Andre Gattolin başkanlığında düzenlenen konferansa, Fransada yaşayan bir grup Uygur Türkü ile Tibet ve Vietnam asıllı vatandaşlar katıldı. Fransa Uygur Derneğinin girişimiyle düzenlenen konferans, Uygur Milli Marşı okunmasıyla başladı.
Konferansa, Fransa Uygur derneği Başkanı Erkin Ablimit, Sinolog ve Çin uzmanı Bayan Holzman, Dünya Uygur Kongresi başkan yardımcısı İsa Dolkun, Fransa’nın Volmar kenti Belediye danışmanlarından Yıldız, Fransa Tibet Öğrenci Derneği Başkanı Namgyal, Parsi Vietnamlılar Derbegi Başkanı Nem, Vietnam Kadın dernekleri başkanı Tranhi, Fransa Aung San Suu kyi derneği Başkanı Martila, UNDL Derneği Başkanı Thoranınth, Fransa’daki Çin Demokrasi Derneği Başkanı Jian ile Fransa Uygur Derneği Genel Sekreteri Denis Griesmar katıldı.
Fransız Senatör, Andre Galloit, Konferansın açış konuşmasında, Doğu Türkistanda Uygur halkına uygulanan baskıların kabul edilemez olduğunu söyledi. Dünyanın sayılı zengin ekonomisine sahip Çinin başta insan hakları olmak üzere, insanların inanç ve yaşantıları ile kimliklerine saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Mücadelemiz Doğu Türkistanda yaşayan Müslüman Uygur halkının insanca muamele gördüğü günü kadar devam edecek diyen Fransız Senatör, Tibet ve Vietnam halkına da Uygur halkına benzer baskı ve şiddet uygulanmasının kabul silemeyeceğini bildirdi.
Fransa Uygur Türkleri Başkanı Erkin Ablimit, “Çin terörizm ve dikta rejimi uyguluyor. bugün hiçbir kanuna uymuyor” dedi.
BİR AY İÇİNDE 28 UYGUR İNFAZ EDİLDİ
Dünya Uygur Türkleri Başkan Yardımcısı Asgar Can, “2009 Eylül olaylarının altıncı yıldönümü. Bu yıldönümüne denk getirerek Doğu Türkistan’da Uygurların başına gelenleri anlatmak ve Çinlilerin Uygurlara uyguladığı baskıları dile getirmek için Fransa Senatosunun da milletvekilleri ile Uygur meselesini masaya yatırıyoruz. Bir ay içinde 28 Uygur infaz edildi. Uygurlara dini baskılar gün geçtikçe artmaktadır. Oruç tutulması, sakal bırakılması hanımların başörtülerine yasak getirilmiştir. Her caminin önünde ’Öğrenciler, memurlar ve kamu çalışanı camiye giremez’ diye resmi hükümet beyanları var. Bütün bu konuları burada dile getireceğiz ve Çin hükümetine mesaj vermeye çalışacağız. Orayı iyi analiz etmelerini ve kendi yaptıkları hataları da içine alarak bu işi nasıl barışçıl yollarla çözüleceği konusunda Uygur yetkililerle görüşmelerini. Orda yirmi milyondan fazla Uygur yaşamakta ve bu Uygur’un varlığını kabul etmek, Uygurları asimile edip yok edecek politikalarından vazgeçip onlarla beraber nasıl yaşayabilirizi düşünmeleri lazım. Biz kendi ülkemizde birinci sınıf vatandaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Biz Çin’in anayasanda Uygurlara verilmiş olan hakların pratikte uygulanmasını istiyoruz. Uygur dili yasaklanmıştı. Bundan on beş sene önce çocuk yuvasından üniversiteye kadar okuma imkanı ve üniversiteyi Uygurca bitirme imkanı varken bu şimdi yasaklanmıştır. Yani Çin gittikçe daha demokratikleşip liberalleşeceğine, tam bunun aksine gittikçe baskı artmakta, daha önceden verilmiş olan haklar kesintiye uğramıştır, alınmaktadır ve bundan dolayı oradaki olaylar büyümekte. Son Ramazan ayı içinde yirmi sekiz Uygur şehit edilmiştir. Taş atan bir çocuğu anında orda vurup öldürmüşlerdir, şehit etmişlerdir. Dünyanın kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz.” dedi.
Kaynak : Milliyet.com.tr
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER