Son Dakika
Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin Çin anayasası ve sözde Özerk Bölge yasalarında verilen temel hak ve özgürlüklerinin uygulamada da verilmesi ve etnik Çin vatandaşları gibi onların bu haklardan yararalanması talep eden ve Uygurların Vicdani olarak anılan Dr.İlham Tohti sergilediği mücadele ve fikir ve düşünceleri ile 1920’lı yıllardaki Kazanlı Tatar aydını Mirsultan Galiyev ile benzerlik gösteriyor.Bu nedenle kendisine Doğu Türkistanlı bazı aydınlar onu Uygurların 21.yüzyıldaki Galiyev’i olarak anıyorlar.Dr.Tohti, 24 Eylul 2014 günü ÇKP’nin emir ve güdümündeki sözde Urumçi Mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına mahkum etmesi üzerine kaleme aldığımız ve Dünya Bülteni.net haber sitesinde yayınladığımız yazıyı tekrar bilgilerinize sunuyoruz. Ferasetli,akıllı aynı zamanda cesur ve yiğit bir özgürlük savaşçısı Doç.Dr.İlham Tohti’yi bir kez daha saygı ve takdirlerimizle anıyor,Allah’tan kendisine dayanma gücü vermesini niyaz ediyoruz.(HG.)
70 yaşındaki annesi ile birlikte tutuklanan Doğu Türkistanlı bilim adamı İlham Tohti’nin tutuklanmasına tüm dünyadan tepkiler yükselirken Türkiye’nin sessizliği Uygurları üzüyor
Hamit Göktürk
Pekin Uluslararası Üniversitesi öğretim üyesi, ve Uygur bilim adamı ve insan hakları savunucusu, Çin’de yayın yapan Uygurbiz sitesinin yöneticisi Doç. Dr. İlham Tohti ve 70 yaşındaki annesi 15 Ocak günü Pekin’deki evinde gözaltına alınarak tutuklandı.
Eşi Güzelnur Hanım’ın ABD merkezli Hür Asya Radyosu’na anlattığına göre tutuklanma olayı şöyle cereyan etti: 15 Ocak günü öğlen saatlerinde Pekin Uluslararası Üniversitesi kütüphanesinde çalışırken, yönetimden gelen bir telefonla derhal evine gitmesi istendi. Birkaç gün önce tedavi amacı ile gelen annesinin rahatsızlanmış olabileceğini düşünerek derhal evine döndü. Evde bulunan 4 ve 7 yaşlarındaki oğulları ve 70 yaşındaki annesinin evde olduğunu gördü. Ancak saat 15.30 sıralarında aniden evine baskın yapan polislerin sert ve kaba davranışına maruz kaldı ve kendisini yerde buldu. Bu arada yüksek tansiyon ve kalp hastası 70 yaşındaki annesini de kendisi ile birlikte gözaltına alarak süratle evden ayrıldılar. İlham Tohti evden ayrılırken, çocuklarına sadece korkmamaları ve ağlamamalarını söyleyebildi. Evlerini basan resmi ve sivil polisler saat 19,00’a kadar arama yaptılar ve evde bulunan 4 adet bilgisayar, 2 adet cep telefonu, çeşitli diskler, ders notları, kimlik, toplu ulaşım kartı pasaport, banka kartı ve bilimsel çalışmalarına ait notlar gibi özel eşyalarını emniyete ait 38 adet torbaya koyarak beraberinde götürdü.
Ayrıca İlham Tohti’nin tutuklanmasının ardından ders verdiği üniversitede öğrenim gören ve onunla temas halinde olan birçok Uygur öğrenci de tutuklandı. Geçen yılın Temmuz ayında onun öğrencilerinden ve Uygurbiz sitesinin editörlerinden İstanbul Üniversitesi Sosyoloji ana bilim dalı master öğrencisi Muttalip Emin ailesini ziyaret için ülkesine giderken, Pekin’de tutuklanmış ve 79 gün sonra pasaportu ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce verilen İkamet belgesine el konulmuş Hoten’de yaşayan ailesinin yanında mecburi ikamet ile gönderilerek Türkiye’ye dönmesi engellenmişti. İlham Tohti’nin tutuklanmasından sonra, Hoten’de ailesinin yanında yaşayan Muttalip Emin’in de polislerce gözaltına alındığı bildiriliyor.
Dr.Tohti’nın yönettiği “Uygurbiz” sitesinin de Resmi Çin Hackerleri tarafından erişime kapatıldığı gelen bilgiler arasında.
Konun uzmanları geçen hafta sona eren ve Çin’in yeni diktatörü Şi Cin Ping başkanlığında toplanan Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin “Doğu Türkistan’da İstikrarın Sağlanması” temalı toplantının ardından İlk icraat olarak Pekin’de Uygurların yegane sesi olarak bilinen Dr. Tohti’nın tutuklanmasının manidar olduğunu bildiriyorlar. Bu tutuklanmanın yeni bir tutuklanma dalgasının, yeni baskı ve hak ihlallerinin habercisi olduğu konusunda birleşiyorlar.
TUTUKLAMAYA TEPKİLER
Çin Anayasası ve sözde “Özerk Bölge” yasalarına uygun hareket eden ve çalışmalarını tamamen yasal sınırlara bağlı kalarak sürdüren Dr. Tohti’nin evinin yasadışı şekilde aranması, aşırı güç ve şiddet uygulanarak gözaltına alınması ve tutuklanmasına Doğu Türkistan diasporasının ve uluslararası toplumun tepkisi büyüyor.
Eşi Güzelnur Hanım Pekin’de uluslararası medyaya verdiği demeçte; eşi ile birlikte tutuklanan kayınvalidesi 70 yaşındaki Nasiphan Hanım’ın serbest bırakıldığını ve eşinin Kaşgar’dan gelen Ağabeyi Yalkun Tohti tarafından evine götürüleceğini bildirdi. Çin yönetimince tutuklanan eşinin hiçbir suç işlemediği, bu nedenle Çin yönetiminin en kısa zamanda eşini serbest bırakacağını umduğunu ifade etti.
Medyanın sorularını cevaplarken, eskiden olduğu gibi, evinin resmi ve sivil kıyafetli onlarca polis tarafından gözetilmekte olduğunu, 12 yaşındaki oğlunu okula götürürken, kendilerini 4 polisin takip ettiğini bildirdi. Güzelnur Hanım, eşinin niçin tutuklandığı konusunda resmi makamların bilgi vermediğini, eşi ve birlikte tutuklanan onlarca Uygur öğrencinin akıbetlerinin öğrenilmesi ve haklarının savunulması için Pekin’de Li Fang Yin adlı bir avukata vekalet verdiğini söyledi.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün iddia ettiği gibi, eşinin hiçbir şekilde Çin yasalarını ihlal etmediğini belirten Güzelnur Hanım, onun düşünce ve kalemini kullanarak ve bilimsel araştırmalarına dayanarak Uygur halkının yasalarla güvence altına alınan özerk bölge haklarının hayata geçirilmesini talep ettiğini söyledi. Güzelnur Hanım, eşini değil üç yıl, 30 yıl, gerekirse yıllarca beklemeye hazır olduğunu de ifade etti.
Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Dünya Uygur Kurultayı (DUK) başkanı Rabia Kadir, İlham Tohti’nin Uygur halkının yasal hak ve hukukunun Çin yasalarına göre pratikte hayata geçirilmesini talep ettiğini, sağduyulu davrandığını, barış ve diyalog yolu ile Uygur sorununu çözmeye yönelik faaliyetler yürüttüğünü ifade etti. Kadir, Tohti’nin kendileri ile hiç temas kurmadığını ve hiçbir şekilde ilişkilerinin bulunmadığını söyledi. DUK başkanı ayrıca, diasporadaki Uygur teşkilatlarının bulunduğu ülkelerde Dr. Tohti’nin serbest bırakılması için yasal haklarını kullanarak gerekli tepkilerini göstermeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de düzenlediği basın toplantısında Uygur insan hakları aktivisti Doç. Dr. İlham Tohti’nin Çin güvenlik güçlerince tutuklanmasından derin endişe duydukların, Çin yönetiminin Dr. Tohti ve onunla birlikte tutuklanan öğrencilerinin tutuklanma nedenleri ile nerede tutuldukları hakkında kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini ifade etti. Sözcü, ayrıca Tohti ve diğer tutuklu öğrencilerin yasal haklarının korunması ve güvence altına alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.
AB’nin Pekin Büyükelçisi Marcus Edberber, 17 Ocak günü bir basın toplantısı tertip ederek tutuklamaları anlamadıklarını bildirdi. Büyükelçi Marcus, Çin otoritelerinin Dr. Tohti ve diğer Uygur öğrencilerin niçin tutuklandıkları konusunda kendilerini ve kamuoyunu bilgilendirmesini talep etti. Çin yönetiminden Dr. Tohti ve Uygur öğrencilerin ne ile suçlandıkları ve nerede tutuldukları konusunda ailelerinin ve kamuoyunun bilgilendirilmesini, herhangi bir suç işlemedikleri kanıtlanırsa derhal serbest bırakılmasını istedi.
ABD ve batıda faaliyet gösteren rejim karşıtı Çinli muhalefete ait sivil toplum kuruluşları Dr. Tohti’nin derhal serbest bırakılmasını talep etti. Ayrıca, “Sen Yuy” internet sitesi geniş çaplı bir imza kampanyası başlattıklarını açıkladı.
Türkiye, Avrupa, İslam dünyası ve Avustralya başta olmak üzere dünyadaki Doğu Türkistan diasporası sosyal medya üzerinden geniş çaplı bir destek kampanyası başlattı. “İlham Tohti’ye Erkinlik! Doğu Türkistan’a Hürriyet! ve Hepimiz İlham Tohti’yız!” sloganlarının kullanıldığı kampanyanın genişleyerek sürmesi bekleniyor.
HÜKÜMETİN VE TÜRK STK’LARININ SESSİZLİĞİ DOĞU TÜRKİSTANLILARI ÜZÜYOR
Uygur İnsan Hakları savunucusu Dr. İlham Tohti’nin Pekin’de sebepsiz tutuklanması Anadolu Ajansı kanalı ile servis edilmesine rağmen, TRT Haber ve birkaç ulusal medya tarafından kısa haber olarak geçiştirildi. Dünya Bülteni başta olmak üzere birçok haber portalında yer aldı ve gündeme taşındı. Ancak, Dr. Tohti’nin tutuklanması batı medyasında yer alırken Türk ulusal medyasının yeterince ilgi göstermemsi hayal kırıklığı yaşattı. STK’lar ve insan hakları kuruluşlarının da görmezlikten gelmesi de üzüntüye sebep oldu. Dışişleri Bakanlığı’nın da bu konuda açıklama yapmamasına bir anlam verilemiyor.
Dr.Tohti Uygur Türklerinin 21,yüzyıldaki Sultangaliyevi
Dr.İlham Tohti 2000’lı yıllarda Çin’de başlayan nisbeten uygun siyasi havadan faydalanarak Uygurların hak ve hukukunu savunmuş ve Çin yönetiminden Çin anayasası ve sözde özerk bölge yasalarının pratikte uygulanmasını de talep etmiştir. Ayrıca, Çin yönetiminden etnik Çin asıllı Vatandaşlar gibi Uygurların ve diğer Türklerin haklarının barışçıl ve yasal yollardan eşitlik ve adalet kurallarını yerine getirmesini istemiştir. Bunu yaparken de bir kısım demokrat Çinli aydınları, yerli ve yabancı bilim insanları gazeteciler ile Doğu Türkistan gibi Çin esaretindeki Tibet ve Güney Moğolistanlı entellektüeller ile yakın dostluk ve işbirliği tesis etmiş ve Doğu Türkistan’daki insani krizin Çin ve dünya kamu oyunca tanınması ve bilinmesi için çabalamıştır. O, ilk etapta azınlık olarak tabir edilen Çinli olmayan Uygurlar,Kazaklar ve diğerlerinin haklarının Çin yasaları, temel hukuk ve adalet ölçüleri içerisinde eşit olarak pratikte tanınması ve verilmesini istemiştir. Devlet bütünlüğüne bağlı kalarak barışçıl ve yasal yollardan hak elde etme fikri bir yönü ile Kazanlı Türkcü-Turanci aydın ve aynı zamanda Bolşevik devriminin önde gelenlerinden Sultangaliyev ile benzerlik göstermektedir.
Dr.Tohti, Sultangaliyev gibi zamanın şartlarında milleti ve ülkesi için kendisini cesurca ortaya koyan kalemi ve sözü ile mücadele eden bir kahramandır. O,istese idi, bir çok kez ziyaret ettiği her hangi bir ülkeye iltica edebilir ve mücadelesini diğerleri gibi yurt dışında da sürdürebilirdi.O,kolayı değil,zorlu olanı seçmiştir.Vatanı için yurt dışında yanma ve hasret çekme yerine vatanında mücadele ederek ateşin içinde yanmayı tercih etmiştir.Onun düşünce ve fikirleri elbette ki yaşadığı mekan ve zamanın şartlarına uygun idi ve ferasetli, akılcı ve pozitif düşüncelerdi. Ancak günümüzde Doğu Türkistan’daki durum ile Çin’deki mevcut şartlar değişmiştir. Onun savunduğu barışçıl ve yasalara uygun fikirlerini ve adalet isiteyen makul isteklerini Çin yönetimi değerlendirmek ve Doğu Türkistan meselesinin çözüm noktasında yararlanmak yerine onun düşünce ve olağan taleplerini Bölücü ve Devleti parçalamak iftırası ile 23 Eylul 2014’de ömür boyu hapse mahkum etmiştir.
Doç. Dr. İlham Tohti Doğu Türkistanlı entelektüellerce Ünlü Tatar aydını ve mücadele adamı Sultan Galiyev’e atfen “Uygurların 21. üzyıldaki Sultan Galiyev”i olarak anılıyor.
İLHAM TOHTİ KİMDİR?
İlham Tohti 1966 yılında Kaşgar’a bağlı Artuş ilçesi Üstüntağ kenti, Şoruk köyünde bir çiftci ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Artuş’ta tamamladı. Pekin Uluslararası Üniversitesi İktisat Fakültesini tamamladı ve aynı üniversitede öğretim üyesi oldu. Tohti,U ygur meselesinin Çin anayasası ve sözde Özerk bölge yasaları ile evrensel hukuk ve insan hakları çerçevesinde diyalog ve barışçıl yöntemler temelinde çözüme kavuşturulması düşüncesini benimsedi, bu yönde bir çok çalışmalar yaptı.
Pekin’de öğrenim gören Doğu Türkistanlı öğrencilere yönelik milli bilincin güçlendirilip geliştirilmesine yönelik çeşitli sahalarda çalışmalar yaptı. Onlara “Liksiye Sözleş” (Uygurlarla ilgili belirli konularda fikirlerini açıklama) adı altında periyodik olarak konferanslar tertip etti. Yabancı ve Çinli bilim adamları, yerli yabancı gazeteciler Çinli demokrat aydınlar, entelektüeller ile tanıştı ve diyalog kurdu. Birçokları ile özel dostluklar tesis etti. Bunlardan en önemlilerinden biri de halen hapiste bulunan ve 2010 yılında Nobel Barış Ödülüne layık görülen Çinli yazar ve siyaset bilimci Liu Xiao Bo’dur. Bu kişileri, soydaş ve dindaşlarına Çin yönetimince uygulanan baskı, zulüm, etnik soykırım ve ekonomik ayrımcılık, kültürel soykırım ve hak ihlalleri hakkında bilgilendirdi. Onların Uygur problemi ile ilgili fikir ve görüşlerini kamuoyuna yansıtmalarını sağladı. Çinli muhalif aydınların toplandığı çeşitli mahfillere iştirak etti. Bu mahfillerde Uygurların maruz kaldığı haksızlıkları ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini batı ve Çin kamuoyunda sürekli dile getirdi.
Pekin’de bulunan yabancı misyon temsilcileri, batılı haber ajansları ve STK temsilcileri Doğu Türkistan ile ilgili kendisinin görüş ve düşüncelerine başvuruyorlardı. O, bütün bu faaliyetlerinde çok iyi bildiği yasalara uygun şekilde hareket ediyordu. Yabancı STK’ların ve insan hakları kuruluşları temsilcileri ve uluslararası medyanın Uygur problemi konusunda Pekin’de müracaat ettiği tek Uygur aydını olarak biliniyordu. Evi, bir kısmı Doğu Türkistan’dan getirilen Uygur ve Kazak Türkleri arasından seçilerek özel yetiştirilmiş polislerle özel Çin güvenlik birimlerince sürekli gözetim altında bulunduruluyor, temasları ve faaliyetleri sürekli gözetleniyordu.
2012’de Nobel ödüllü Çinli yazar Liu Xiao Yu’yu hapishanede ziyaret etmek isterken göz altına alındı.
2010 yılında Ege Üniversitesi’nce düzenlenen 4. Türk Dünyası Kültür Şöleni’ne davet edildi. Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkarken, Pekin Havaalanı’nda Çin polisince gözaltına alındı. Zorla trene bindirilerek Çin’in bir sahil kasabasında 15 gün süre ile mecburi ikamete tabi tutuldu.
Geçen yılın Ocak ayında ABD Yale Üniversitesinin daveti üzerine bu ülkeye giderken uçağa binmesine izin verilmedi ve ziyareti engellendi.