Son Dakika
Yrd.Doç.Dr.Ali AHMETBEYOĞLU(İstanbul Ün.Edebiyat Fak.Tarih bölümü Öğretim Üyesi)
Bütün baskılara, soykırıma rağmen yaşanılan hadiseler ve Doğu Türkistan Türklüğünün Çin politikaları karşısında gösterdiği irade göstermiştir ki, stratejik konumu ve sahip olduğu kaynaklar bakımından kritik bir noktada bulunan Doğu Türkistan’ın akıbeti sadece Çin rejiminin yarınını değil, uzun bir sınırı olan Türkistan Türk cumhuriyetlerinin geleceklerini de yakından ilgilendirmektedir. Çin stratejik ortaklık adı altında kuşatmaya çalışsa da Eski Sovyetler Birliği mirası sistemlerle idare edilen, bazılarında muhalif seslere hayat hakkı tanınmayarak korku ve baskının hâkim olduğu, bazılarında ise siyasi istikrarın sağlanamadığı, coğrafi mevkileri, yeraltı-yerüstü kaynakları ve insan gücü ile iştah kabartan, her şeye rağmen millî ve dinî kimliklerini muhafaza eden Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan devletleri; dünyada baş gösteren toplumsal başkaldırmaları (ister ülkelerinin kendi dinamikleri isterse dış güçleri kontrolündeki dış unsurların kışkırtması neticesi başlasın) etkisinden ne kadar uzak kalabilecekler, ekonomik-sosyal sıkıntılar ve problemler içerisinde coğrafyalarından oynanan oyunda nasıl bir hamleye maruz kalıp, ne tür bir tepki verebileceklerdir? Kısa veya uzun vade de olsa bir değişim yaşayacağı tahmin edilen bu Türk topluluklarında belirleyici aktörler; global oyunları bozabilecek millî unsurlar mı; yoksa Ukrayna’da, Gürcistan’da, benzerlerinde olduğu gibi küresel güçlerin piyonları mı olacak? Bunların yanında Kırım meselesi başta olmak üzere son yıllardaki Rusya’nın hamleleri ve yaşanılan ekonomik sıkıntıların tesiriyle daha ön plana çıkan eski zihniyetin etkisindeki nesiller ile dağılış sonrası atmosferde (hürriyet ile baskı arasında) yetişen gençliğin gelişmeleri algılaması ve tavrı konusu ise ayrı bir soru olarak karşımızda durmaktadır. Daha bu gibi suallere verilecek cevaplar çok boyutlu analizleri beraberinde getirecek ve Türk devletlerinin bugün ve yarınki fotoğraflarını ortaya koyacaktır.
Çin, yaklaşık 9.6 milyon km² yüzölçümü (%42.3’lük kısmı sömürgesi altında tuttuğu Doğu Türkistan 1.66 milyon km², Tibet 1.22 milyon km² ve İç Moğolistan 1.18 milyon km² topraklarıdır), devasa ekonomisi ve çok kalabalık nüfusuyla sadece Orta Asya satrancında değil küresel çıkar çatışmalarında da güç olmaya çalışmaktadır. Dış ticaret ve rekabette liberal, sınırları içerisinde kapalı ve otoriter devlet yapısı ile Çin, bir yandan milletlerarası arenada etki alanını genişletmeye uğraşırken diğer yandan da Orta Asya’ya yönelen hâkim politikaların da hedefi haline gelmektedir. Ciddi manada düşme eğilimi göstermesine rağmen %7’lerdeki büyüme hızı, iki trilyonu aşan döviz rezervi ve ihracatının büyüklüğü gibi faktörlerle birçok kesimi ürküten Çin, gerçekten sağlıklı bir yapıya sahip midir? Shang-hai başta olmak üzere Shen-zhen, Zhu-hai, Shan-tou, Guang-zhou gibi gelişmiş, şehirler ile özellikle kuzey-batı bölgesi ve iç kısımlar arasındaki uçurumlar, ucuz iş gücüyle emeğinin karşılığını alamayan, devlet ve belirli bir zümre zenginleştikçe hayat standartları değişmeyen, hakları sınırlandırılmış, içe kapatılmış olarak yaşamaya mecbur edilmiş geniş kitleler, çürümüş idari ve sosyal sistemiyle bu büyük gemiyi karaya oturtmadan yüzdürebilmek mümkün müdür? Bütün baskılara karşı demokratik, insan haklarına saygılı, hukukun hâkim olduğu, fikir ve düşüncelerin serbestçe ifade edildiği, hür dünyaca kabul gören sosyal ve iktisadi değerlerle mücehhez bir sistem talep eden her tür muhalefet daha ne zamana kadar susturulabilir? Dış dünyayı tanıdıkça ekonomik, sosyal, hukuki vs. istekleri değişecek, hayat tarzları, üretim ve tüketim alışkanlıkları farklılaşacak olan kalabalık nüfus yoğunluğu nereye kadar bu dünyadan soyutlanabilir (farklı coğrafyalarda rengarenk devrimlerle sonuçlanan talep ve başkaldırılar bütün zorluklara, engellemelere rağmen ansızın Çin’in kapısını da çalabilir)? Enerji ve pazar mücadelesinde yakın gelecekte belirgin hale geleceğini tahmin ettiğimiz küresel güçlerin dolaylı-dolaysız müdahalelerine ne kadar karşı konulabilinir (ki verilen iki daldaki Nobel ödülleri bir milattır)? Ayrıca Doğu Türkistan ve Tibet gibi işgal edilen ülkelere sıçrayacak kıvılcımların çıkartacağı yangınlar söndürülebilir mi? Benzer soruların bulacağı karşılıklar yakın gelecekte sadece Çin’in içine düşebileceği ahvali değil, Orta Asya meselesinin varabileceği boyutları da göz önüne serecektir.
Orta Asya coğrafyası küresel güçlerin satranç tahtası haline gelirken Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu oyunun neresinde? Uzun yıllardan beri batıcılık, statükoculuk, meşruiyetçilik temelleri üzerine kurulan ve ekseriyetle hâkim güç ABD’nin siyaseti doğrultusunda hareket eden, Batılı değerlerle konuşan Türk dış politikası; son dönemlerde yeniden şekillendirilmek istenen bölgesel düzenler ve konjonktürün tesiriyle değişmeye başlamıştır. Çok yönlü dış politika, aktif bir barış politikası, komşularla sıfır mesele politikası, öncelikli dış politikadan entegre dış politikaya, tarafsız, çözümcü dış politikası ana eksenine oturtulmaya çalışılmıştır. Bu yeni konsept Türkiye’ye milletlerarası arenada belli bir dinamizm, Orta-Doğu toplumları nezdinde popülarite getirmiş ise de, hüsran ve hayal kırıklığından öte bir sonuç elde edilememiştir. Bunun yanında Orta Asya’daki gelişmelere bakıldığında da hükümetin, üniversiteler başta olmak üzere kurum ve kuruluşların (genelde batı ve ABD üzerinden gelişmeleri takip eden sivil toplum örgütlerinin çoğu da dâhil olmak üzere) Türkistan’daki olası gelişmelere maalesef pek hazırlıklı ve yeterince duyarlı olmadıkları, bugünden yarınlara ışık tutacak kapsamlı politikalarının, hazırlıklarının bulunmadığı anlaşılacaktır. Unutulmamalıdır ki, belirlenen değil belirleyen ve lider Türkiye olmanın en hayati ve pratik coğrafyalarından birisi hatta en önemlisi Orta Asya’dır.(4. bölümün sonu ve Bitti)
Yararlanılan ve Ayrıntılı Bilgi İçin Başvurulabilecek Bazı Eserler, İnternet Siteleri
Ahmetbeyoğlu Ali, ‘‘Doğu Türkistan Türklerinin Güncel Meseleleri’’, Türk Edebiyatı, sayı 431, 2009, s.65-67.
Ahmetbeyoğlu Ali, ‘‘Orta Asya Satrancında Doğu Türkistan’ın Önemi’’, Türk Yurdu, sayı 287, 2011, s. 230-232.
Alptekin İsa Yusuf, Doğu Türkistan Davası, İstanbul 1992.
———————-, Unutulan Vatan Doğu Türkistan, İstanbul 1992.
Bekin M. Rıza, Doğu Türkistan ve Sorunları, Doğu Türkistan Vakfı, İstanbul 2005.
Esir Doğu Türkistan İçin İsa Yusuf Alptekin’in Mücadele Hatıraları (Derleyen M.A. Taşçı), İstanbul 1985.
Dillon Michael, Doğu Türkistan Çin Orta Asyası’nda Etnik Ayrımcılık ve Kontrol (çev. Hayati Aktaş),İstanbul 2001.
Doğu Türkistan’da İnsan Hakları İhlalleri (Yayına Hazırlayanlar Ş.Ceylanlı-Y.Akdoğan-R.Kırkık), İstanbul 1999.
Doğu Türkistan’da İnsan Hakları Sorunları (Hazırlayanlar A.Türköz-H.K.Yavuz), İstanbul 2002.
Doğu Türkistan’ın Sesi Dergisi Sayıları, Doğu Türkistan Vakfı Yayını, İstanbul.
Karaca R. Kutay, ‘‘Türkiye Çin Halk Cumhuriyeti İlişkilerinde Doğu Türkistan Sorunu’’, Akademik Bakış, sayı 1,2007, s. 219–245.
Karahoca Amaç, Doğu Türkistan Çin Müstemlekesi, İstanbul 2008.
Kurban İklil, Şarki Türkistan Tarihi (1944–1949), Ankara 1992.
Saray Mehmet, Doğu Türkistan Türkleri Tarihi, İstanbul 1998.
Türköz Ahmet, Doğu Türkistan’da İnsan Hakları, İ.Ü. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, 1998.
Utku Ahsen, Doğu Türkistan İpek Yolu’nun Mahzun Ülkesi, İstanbul 2006.
Hür Doğu Türkistan Sempozyumu, İHH, 2010.
http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/diger/2493–arap-baharindan-cin-kisina-dogu-turkistan-sorunu
www.china radio international
http://www.uyghurnet.org/
www.hurgokbayrak.com
www.uygur.org
http://www.uyghurcongress.org
http://www.rfa.org/uyghur/
http://www.uyghuramerican.org/
http://www.unpo.org
http://www.hrw.org
http://www.gokbayrak.com
www.dunyabulteni.net
www.uighurbiz.net
http://www.globaltimes.cn
http://www.news.cn/english/
http://english.ts.cn
http://www.amnesty.org/
http://www.eastwestcenter.org
http://www.uscirf.gov
http://www.cecc.gov
http://www.hrichina.org/en
BENZER HABERLER