Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
İşgalcı Çin’in Doğu Türkistan’da geçtiğimiz yılın son aylarında uygulamaya koyduğu yeni göç ve iskan(Serbest Nüfus Dolaşımı) politikasına karşı yabancı bilim adamlarından sonra Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Bilim insanları da görüşlerini ifade etmeyi sürdüyorlar.
Haber Sitemize görüşlerini açıklayan İzmir-Ege Ün.Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü öğretim üyesi Prof.Dr.Alimcan İnayet Çin’in tarihi süreçte Doğu Türkistan’ı 4 kez işgal etmeye ve ülkeye Çinli’leştirmek için bir takım tedbirlere başvurduklarını belirtti. Daha sonra ise, Çinli olmayan Milletleri imha ederek bir Ulus devlet kurmaya çalışıtıklarını belirterek, “ İşgalcı Çin hiçbir zaman bu emelini başaramamıştır. Şimdiki Kızıl maskeye bürünmüş Faşist Çin’in de bu demografik assimilasyonda başarısız olacağı kesindir.” Değerlendirmesinde bulundu.
Sitemize değerlendirmelerde bulunan Ankara Üniversitesi DTC.Fakültesi Öğretim üyesi Doç.Dr.Erkin Emet ise, işgalcı Çin’in Doğu Türkistan’da yürütmeye çalıştığı bu assimilasyon ve dönüştürme projesinin yeni olmadığını, Doğu Türkistan’ı her dafa işgal ettiklerinde Türklere yönelik soykırım operasyonlarından sonra bölgeye etnik Çin göçünü başlatmaya çalıştığını,ancak her dafasında başarısız kaldığını belirterek “İşgalcı Çin 21.yüz yılda başlattığı bu assilasyon ve dönüştürme operasyonu de öncekiler gibi başarısızlığa mahkumdur.^dedi.
Doğu Türkistan’da doğup büyüyen ve yüksek öğrenimlerini Pekin’de tamamlayan Uygur Türkü bilim adamları Çin’in bu yeni nüfus ve serbest dolaşım uygulamasının sadece etnik Çinli göçmenlerin Doğu Türkistan’a daha çok yerleşmelerini temin etmek için çıkardıklarını, ülkenin tarihi ve asıl sahip ve sakinleri olan Müslüman Uygur Türklerinin bu uygulamadan yararlanmasının söz konusu olmayacağını belirttiler.Çin’in Çinli olmayan Milletleri geleneksel olarak düşman olarak algıladıklarını,ülkelerinin güvenliği için de onları hasım olarak gördüklerini ve onları yok etmeye çalışıtıkları görüşünde birleştiler.
Prof.Dr.Alimcan İnayet’in bu konudaki görüşleri şöyle ; “ İşgalcı Çin’in Uygurlara yönelik bu assimilasyon projesine modern yöntemlerle 19. yüzyıldan sonra daha da önem vermeye başladılar. Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Yakup Han Bedevlet’in kurduğu Doğu Türkistan(Kaşgariya) İslam devletini Rusların ve İngilizlerin yardımı ile yıkarak, ülkeyi işgal ettikten sonra 1884’de Xinjiang adı ile merkezi Çin topraklarına direkt bağladıktan sonra işgal Birliklerinin ailelerini ve yakınlarına büyük imtiyazlar vererek buraya göç ettirmek ve yerleştirmek suretiyle yeni bir yönteme başvurdular. Çin yönetimi ülkenin ebedi olarak Çin’e bağlı kalması için bu ülkenin esas sakinleri olan Uygur Türklerini assimile etmeyi “ yönetim ve Güvenlik” açısından tek çare olarak gördüler.Bu soykırım projesi 1911’deki Çin Cumhuriyeti’nin kurucusu Dr.Sut Yat Sen tarafından ortaya konulan ve “Tek Uluslu Çin Yaratmak” doktrini ile yene yönetiminin temel ilkeleri arasında yer almıştır. Dr.Sun Yat Sen’in bu assimilasyon projesi Tek Ulus Devlet inşa etmede ilk aşama olarak uygulandı. 1911-1949 yılları Çin’de iktidaroa bulunan yönetimler özellikle Mareşal Cang Key Şek bu projeyi uygulamaya çok önem verdi. Komünist Çin işgalı’ndan sonra Komünist Dimtatör Mao,eski rejimin kendilerine teslim olan ve onlara göre “Gerçeği Gören= dönen= Hakikatke Kayıtkan” 100 bin Çin işgal askerinin Doğu Türkistan’da kalarak yerleşmelerini, gerekirse,bunlara Çinli kadınları eş olarak gönderilmesini emretti.Komünist Çin işgalı başladığında Doğu Türkistan’daki toplam Çinli nüfus sayısı 200 bin (% 4) kişi iken,bu oran günümüzde % 50 mertebesine yaklaşmıştır.Çin, işsiz,vasıfsız ve fakir Çinlileri bu politikalarının gerçekleştirilmesinde aracı olarak kullanmıştır.İşgalcı Çin’in mantığına göre Müslüman Uygurlar Doğu Türkistan’dan tamamen yok edilip ortadan kaldırılırlarsa Çin Ülkesi ve Halkının istikrar ve güvenliği temin edilmiş olacaktır. Çin’de her ulusun adaletli ve eşit vatandaşlar olarak barış içinde bir arada yaşama anlayışı bulunmamaktadır. Onlara göre bu dünya’da her şey sadece Çinliler içindir. Çin, günümüzde istikrar ve güvenliğin sağlanması için Uygurların yok edilmesini hedef olarak seçmiştir. Sert ve askeri tedbirlerle,aşırı güç kulanımı ve Şiddet yöntemleri , karşılığında daha sert ve şiddet içerikli tepkiler ile karşılık bulacaktır ve bulmaktadır de. 21.yüzyılın moder teknolji ortamında ve insani değerlerin yükseldiği ve ön plana çıktığı ve mevcut uluslar arası şartlarda Çin’in bunu gerçekleştirmesi mümkün değildir. Çin’in istikrar ve güvenliği, esaretindeki Müslüman Uygur Türklerine,Tibet,Moğol ve Mançurlar gibi Çinli olmayan Milletlerin insanı,milli ve dini haklarını tanımak ve saygı göstermekten geçtiğini unutmamalıdır.”şeklinde konuştu.
Doç.Dr.Erkin Emet ise İşgalci Çin’in bu yeni uygulamasını ise şöyle değerlendirdi , “ Çin’in bu yeni uygulaması tamamen bölgeyi etnik Çinlilerle doldurmaya yönelik bir “Göçmen Yerleştirme”projesidir.Doğu Türkistan’da üzerinde yaşanabilir ve ekilebilir verimli tarım arazileri ile su kaynakları sınırlıdır. Ayrıca yaşanabilir şartlar de bu Çinli göçmenlerin ve aşırı nüfus’un ihtiyacını ıkarşılamaya kafi değildir. 2000’lı yıllarda Çin Tibet sınırını oluşturan Karanlık dağlarını traş ederek,bölgenin yağış almasını temin etemek ve bu dağlardan açacağı devasa tünellerle Tibet’teki bazi ırmakların suyunu Teklemakan çölüne akıtarak buraya 100 milyon Çinli göçmen yerleştirme projesini ortaya atmıştı. Daha sonra bilim adamları bunun doğal denge ve iklim şartlarını alt üst edeceğini, ileride telafisi mümkün olmayan doğa felaketleri ile karşılaşılabeleceği uyarısını yaptılar. Bunun üzerine bu projeyi rafa kaldırdılar ve dünya Bankası de bu proje için vermeyi taahhüt ettiği finansal desteği vermekten vaz geçti. Doğu Türkistan topraklarının 3/5’ü çöller,verimsiz araziler ve dağlardan oluşur.100 milyon Çinlinin yerleştirilmesi bilimsel olarak de mümkün değildir. Çin 1982’de kabul ettiği yeni anayasa ile birlikte bu yeni uygulamaya esas olan “ Serbest dolaşım” yasasını çıkardılar.Bu yasa ile isteyen her Çin vatandaşı Çin’in sınırları içerisindeki istediği bölge’de yerleşme ve ekonomik faaliyet gösterme hakkı vermekte idi.Ancak, bu yasa da, diğer yasalar ve uygulamalar gibi sadece Çinlilerin Doğu Türkistan’a gelerek yerleşmelerini sağlamak içindir. Bunlar, Çinliler için çıkarılmış yasa ve uygulamalardır.Aynı ülkede yasalar Vatandaşlarınnın etnik kimliğine göre uygulanmakta, bu ise, Çift standartlı adil olmayan ve hukuksuz bir uygulamadır.Merkezi Çin’e giden bir Müslüman Uygur burada okurabilmesi için Yabancıların de kullandığı “ZenCuCing” adı verilen bir ikamet belgesi almak zorundadır.Bunu alabilmek ise,Uygurlar için hemen hemen imkansızdır.Ancak,buna karşılık Doğu Türkistan’a yereleşmeyi kabul eden fakir,işsiz ve vasıfsız etnik Çinlilere sınırsız,sosyal,ekonomik ve politik imkanlar tanınmaktadır.Bu gelen göçmenlerin dayalı döşeleri evleri ve işleri hazırdır. 2008’de Urumçi Belediyesinin Çinli Başkanı Doğu Türkistan’a gelmeyi ve yerleşmeyi kabul eden her Çinli’yi ergeç bir ay içinde işe yerleştireceğini vaat etmiştir. Devlet,Doğu Türkistan’a yerleşmeyi kabul eden her etnik Çinli’ye fert başına 5 bin yen(yaklaşık bin $) teşvik primi vermekte.Bütün bu himaye,teşvik ve kayırmalara rağmen Çinli göçmenler burada kendilerini güvendi hissetmiyor ve korku içinde yaşıyorlar.Uygur Türklerinin çoğunlukta yaşadığı güney bölgelerine gelen Çinliler buradan ev almaz ve yerleşmeye de teşebbüs etmez ve düşünmez bile.Çünkü.buralarda huzurlu ve güvendi hissetmiyorlar kendilerini.Çin,Kaşgar’da 5 yıldızlı oteller açmışlar.Yabancı dil bilen Uygurlara güvenmediği için Çin’den eleman getiriyorlar ve bu otelleri işletiyorlar.Çoğu okumayan ancak sahte Üniversite diploması alıp gelen bu Çinliler 3-5 ay sonra bu işi beceremiyor ve teşviklerle elde ettikleri parayı ceplerine doldurduktan sonra ülkelerine geri dönüyorlar. Çin’de 56 etnik Ulus yaşıyor. Zaman içinde Çinli yönetimler 53 Ulusu eriterek Çin kültürü içinde yok etmişlerdir. Dini ve milli duyguları çok güçlü, anlayış ve moral olarak kendilerini daima güçlü gören Müslüman Uygur Türklerini Çin potasında eritip yok etmeyi başaramamışlardır.Bundan sonra de başaramayacaktır.Tarihi süreçte Çin Doğu Türkistan’ı 4 kez işgal edebilmiştir. Doğu Türkistan’in en uzun süreli işgal ise, 1949’daki son komünist Çin işgalidir. Doğu Türkistan Türkleri tarihten beri kendi ülkelerinde bağımsız devletlerini kurarak barış, huzur içinde onurlu ve hür olarak yaşamışlardır. Doğu Türkistan’ın günümüzdeki trajik durumunun geçici olduğunu düşünüyorum. Zalimin zevalı,ounun zulmünün tavan yaptığı anlardır. İşgalcı Çin Doğu Türkistan’da baskı,zulüm ve soykırımda sınırları zorlamakta ve haddını aşmaktadır. Çok yakın biri zamanda Zevalını bulacağını ve yaptığı insanlık dışı zulümlerinin hesabını vereceğini düşünüyorum. ” Dedi.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER