Son Dakika
Bu soru hep aklımı kurcalamıştır. Avuç içi kadar Yahudiler dünyaya meydan okumaktadır. Güçlülük bakımından daha sonra Hristiyanlar geliyor. Müslümanlar maalesef en geri toplumları oluşturuyor. Birileri dini değerlerimize ufak bir dil uzatsa Müslümanlar mangalda kül bırakmaz. Ama son derece güçsüz oldukları için de bir yaptırım güçleri olmaz.
Dünyanın son ikiyüzelli senesine ve bugününe damga vuran insanlara ve toplumlara bir baktığımızda gerçek suratımızda tokat gibi patlıyor. Müslümanlar okumuyor, okutulmuyor. İşte bazı istatistikler.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi/Musevi var. (Kuzey ve Güney Amerika’da 7 milyon, Asya’da 5 milyon, Avrupa’da 2 milyon ve Afrika’da 100 bin Musevi yaşıyor.) Peki, kaç Müslüman var: 1,4 milyar Müslüman. (1 milyar Asya’da, 400 milyon Afrika’da, 44 milyon Avrupa’da, 6 milyon Amerika kıtasında.
Yani dünyada 1 Musevi’ye karşın 100 Müslüman var…
İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha zengin ve daha eğitimli ve daha mucitler? Tarafsız ve bilimsel yollarla tespit edilmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün…
Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert Einstein bir Yahudiydi.
Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudiydi. Karl Marks Yahudiydi.
Tüm insanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım:
*Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
*Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
*Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
*Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
*Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
*Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
*Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
*Bernard Katz nöromasküler iletişim (kaslarla sinir sistemi arası iletişim) alanında Nobel ödülü kazandı.
*Andrew Schally endokrinoloji (metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid) tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
*Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi (akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini) geliştirdi.
*Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
*Stanley Cohen embriyoloji (embriyon ve gelişimi çalışmaları) dalında Nobel aldı.
*Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
*Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
*Benno Strauss paslanmaz çeliği,
*Isador Kisse sesli filmleri,
*Emile Berliner telefon mikrofonunu,
*Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
*Stanley Mezor ilk mikro-işlem çipini icat etti.
*Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
Peki, ama: Son 100 yıl içinde Yahudiler sadece bilimsel alanda 104 Nobel ödülü kazanırken, 1,4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı.
Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler?
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara/işadamlarına bakalım:
*Ralph Lauren (Polo),
*Levi Strauss (Levi’s Jeans),
*Howard Schultz (Starbuck’s),
*Sergei Brin (Google),
*Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
*Larry Ellison (Oracle),
*Donna Karan (DKNY),
*Irv Robbins (Baskins & Robbins),
*Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts),
*Richard Levin (Yale Üniversitesi’nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
*Harrison Ford,
*Charles Bronson,
*Sandra Bullock,
*Billy Crystal,
*Paul Newman,
*Peter Sellers,
*George Burns,
*Goldie Hawn,
*Cary Grant,
*William Shatner,
*Jerry Lewis,
*Peter Falk…
Yönetmenler ve yapımcılar arasındaki Yahudiler:
*Mel Brooks,
*Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),
*Neil Simon (The Odd Couple),
*Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),
*Michael Mann (Starzky and Hutch),
*Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo’s Nest, Amadeus),
*Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),
*Ivan Reitman (Ghostbusters) ,
*Kohen Kardeşler,
*William Wyler.
*William James Sidis,
Sorun kendinize: 250’lik IQ derecesiyle dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?
Sorun kendinize: Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur: Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler… Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi yarışmalarını kazanmak için değil, bir şeyler üretmek/bulmak içindir. Test çözüp sınav kazanmaya çalışmazlar).
Soru: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için (Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci ve Dayatmacı eğitim…).
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslümandır.
Her bir Hindu’ya 2 Müslüman düşmektedir,
her bir Budist’e karşılık 2 Müslüman vardır ve
her bir Yahudi’ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?..
Nedeni eğitim(sizlik)dir!!!
İslam Konferansı Örgütü’nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır (Bunların kalitesi de başka bir sorundur!).
Fakat sadece ABD’de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?.. Yanıt: Kalitesiz ve ezberci eğitim…
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir!.
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN?.. Yanıt: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye (araştırma geliştirmeye) yeterli kaynak ayrılmaması… Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma-geliştirme bütçesi olarak ayırıyor. Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma-geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
SONUÇ: İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur. Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır ve isteksizdir.
Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır: Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir. Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
Singapur’da bu oran % 58’dir.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır
Ilginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte; Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur: İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Eğitim Yoksunluğu. Tam anlamıyla söylersek; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu.
Çok kesin biçimde söylersek akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, din eksenli ve çağdışı eğitim…
Hiç kimsenin Müslüman dininin insanları cahil bırakmayı emrettiğini söylemesi mümkün değildir. O zaman söylenmedik tek bir gerçek kalıyor. Bütün Müslüman ülkelerde yöneticiler halkı cahil bırakarak sömürüyor.
Kaynak: Dr.M.Halit Umar, Dr. Faruk Saleem (Pakistan)
BENZER HABERLER