Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Kanada’ya iltica ettikten 16 sene sonra ana vatanı Doğu Türkistan’ı ziyaret eden Kanada vatandaşı olan Erkin Kurban ziyareti esnasında Çin Polis ve İstihbaratının kendisini dafalarca sorguladığını ve tehditler savurarak kendileri ile işbirliği ve muhbirlik yapmaya zorladığını bildirdi.
Kanada merkezli “ Global Times = Yerkürede Zaman” isimli gazeteye konuşan Erkin Kurban’ın Özgür Asya Radyosu internet Sitesinde yer alan roportaji şöyle ;
Muhabir : siz ülkenize niçin gittiniz ve gittiğinizde neler oldu ?
Erkin Kurban : 16 yıl önce ayrıldığımı anavatanımı yakınlarımı ve akrabalarımı ziyaret amacı ile gittim.Urumçi’ye gittiğimin 3.günü Çin İstıhbaratı beni çağırdı ve 10 saat aralıksız sorguladı.Özet olarak beni Kanada’daki Uygur Teşkilatlarının arasına karışarak onların faaliyetleri hakkında kendilerine bilgi vermemi talep ettiler. Sorgulanan sadece ben değilim.Doğu Türkistan’a giden bütün Uygurlar sorgulanıyor ve benim gibi tehdit ediliyor ve işbirliğine zorlanıyor.Çin Ajanları önce bana normal ve yumuşak şekilde muamelede bulundular.Sorularından benim hakkımda bir haylı bilgi sahibi olduklarını anladım.
Muhabir : Sizi sorgulayan istihbarat elemanları Çinli mi yoksa Uygur mi idi ?
Erkin Kurban : bunların 3’ü Çinli biri ise Uygur’du.Ancak.Çinliler de Uygurcayı çok güzel konoşuyorlardı. Onlar 4’u birden beni soru bombardımanına tuttular.Her şeyi sordular. Sogulamanın ilerleyen saatlerinde sertleşme ve restleşmeler oldu ve onlar beni tehdit ederek sindirmeye çalıştılar.
Muhabir : Çini ajanları neler sordu ? Onlar en çok ilgi duyudukları husus nelerdi ?
Erkin Kurban : Onlar daha önce hakkımda bir haylı bilgi toplamışlar.Bana oradaki faaliyetlere niçin katıldığımı ve önderlik yaptığımı ve buna benzer soruları çok sordular. Ben de kendilerine burada yaşıyor iken,siyaseti bilmediğimi Kanada’ya yerleştikten sonra benim düşüncelerimin değiştiğini ifade ettim.Vatanımı,Akraba ve yakınlarımı ziyaret amacı ile yasal yollardan ve vize alarak geldiğimi belirttim.Kendilerine bu yaptıklarının hukuksuz olduğunu Çin yasalarına da aykırı bulunduğunu hatırlattım. Bu sorgulama ve tartışmalar saatlerce sürdü.En sonunda benim güvenliğim tehlikeye girerse sorumluluranın kendileri olacaklarını ,Kanada Hükümetinin bunun sorumlularını mutlaka mahkeme önünde hesap soracağını söyledim.Sizler beni tehdit ediyorsunuz, bana bir şey olursa sorumluları sizlersiniz, dedim.
Muhabir : Onlar sizin bu çıkışlarınıza nasıl bir reaksiyon gösterdiler ?
Erkin Kurban : Ben sert çıkarak korkmadığımı ifade ettikten sonra biraz yumuşar gibi oldular. Onlara elinden ne geliyorsa ardına koyma diye meydan okudum.Seni sınırdışı ederiz diye tehdit ettiler.Ben de bundan korkmadığımı beyan ettim. Sen Kanada hükümetine karşı benim hayatımdan sorumlusun diye çıkıştım. Bu hususa hazırlığın varsa derhal uygulabilirsin dedim.
Muhabir : Onlar sizden esas olarak ne istiyorlardı ?
Erkin Kurban : Onlar benden esas olarak şunu istiyorlaradı ; Kendilerine ajanlık yapmamı istediler.Kanada’daki Uygur Teşkilatlarının faaliyetleri hakkında onlara sürekli bilgi vermemi,eylemcilerin tam kimlikleri ve yaptıklarından detaylı olarak kendilerini haberdar etmemi istiyorlardı.
Muhabir : Onlar sorgulama esnasında sizi tehdit ettilermi ? veya sizi korkutmaya çalıştılarmı ?
Erkin Kurban : Beni sürekli korkutmaya çalıştılar ve tehdit de ettiler.Kanada pasaportumu ellerine alarak bana hakaret edercesine onu sağa sola fırlattılar.Ben onların huylarını öğrendiğim için onlara “ Bu pasapart senin Çin pasaportun değildir. Kanada devletinin bana verdiği pasaporttur.Bu pasaport Kanada hükümetinin verdiği resmi bir belgedir.Senler bu Pasaporta böyle hakaretler etmeye ve küçük düşürmeye hakların yok.”şeklinde sert çıkıştım.Bunun üzerine pasaportumu attığı yerden alarak masanın üstüne bıraktılar.Sorgunun bitiminde Pasaportumu Kanada’ yı aşağılıyor gibi bir tarzda bana iade ettiler. Bir hafta sonra tekrar çağırdılar.Bu kez sorgulama, 4 saat kadar sürdü.
Muhabir : 2.kez sorguladıklarında neler sordular ? Aynı sorularımı yoksa değişik konularımı ?
Erkin Kurban : Hemen hemen aynı tarzda sorular sordular.Onların esas amacı benim gibi dış ülkelere giderek yerleşen ve vatanadaş olan Uygurları Uygurların İnsani hak hukuku için aktif rol almalarını engellemek imiş.Bana ve başkalarına tehditler salarak ve korkutarak bu tür faaliyetlere katılmalarını önlemekmiş.Bunun için bize bu tür faaliyetlerden caydırmak için bu tür Çin usulü “ Sert Darbeler Vurmak”mış.Ben bu kanaata vardım bu konuda.
Muhabir :Doğu Türkistan’da ne gibi değişikler gördünüz ve hissettiniz ?
Erkin Kurban : Doğu Türkistan’ın 15 yıl önce bıraktığım gibi olmadığını üzülerek gördüm. Benim bıraktığım Doğu Türkistan hiç değil,tamamen değişmiş.Sosyal ve siyasal bakımdan bizim hiç bir zaman kabul edemediğimiz bir durumda idi. 16 yıl öncesi bgüne oranla nisbeten daha iyi idi. Baskı,zulüm ve tehditlerin dayanılmaz boyutlara ulaştığını bizzat yaşadım ve gördüm. İşgalcı Çin’in Müslüman Uygurlara kendi ana yurtlarında hiç bir sahada hayat hakkı tanımıyor. İşgalcı Çin biçare Uygur kardeşlerimi gözleri açık ancak görmeyen ve kulakları sağlam ancak duymayan bir duruma getirmiş. Uygurlar kör ve dilsiz hale sokulmuş. Hak,hukuk ve kişisel görüşlerini ifade noktasında konuşanlara hiç rastlamadım ve görmedim de. Zaten o kadar korkutulmuşlarki zavallı Kardeşlerimiz konuşamıyorlar . Evet Doğu Türkistan ekonomik olarak çok gelişmiş Ancak,bu iktisadı kalkınmadan ve refahtan yararlanan sadece ve sadece göçmen etnik Çinliler.Bütün yatırımlar ve yeni imkanlar etnik Çinlilerin yararı için yapılıyor. Bu yatırımların ve ekonomik gelişmelerin bu toprakların öz sahibi Uygurlar için hiç bir katkısı yok.Hatta bu yatırım ve gelişmelerin Uygur Türklerine yararı değil zararı dokunmakta.Ben öyle hissettim ve gördüm.Normal Uygur halkının hayat seviyesi çok düşük.Çok fakir ve muhtaç duruma itilmişler.Örneğin kırsal kesimlerde yaşayan Çifçiler ile işsiz Uygur gençlerinin halı çok perişan kahroldum.Yönetim organları ve ekonomik düzen ve şirketler tamamen etnik Çinililerin elinde.Uygurların yaşam yolları tamamen kapatılmış ve kör edilmiş.Ben Doğu Türkistan’i ziyaret edip akrabalarımı ve yakınlarımı gördüm ve yıllar sonra hasret giderdim.Bunun için çok mutluyum.Ancak, Çinli işgalcilerin yaptığı haksızlıklara nefretim ve öfkem sevincimden daha fazladır. Biz Uygurlar 15-20 yıl önce milli ve dini bayramlarımızı engelsizce kutlayabilirdik.İbadetlerimizi için de fazla bir sıkıntı yoktu.Örf adetlerimizi gelenek ve göreneklerimizi nisbeten yaşayabiliyor idik. Şimdi,ise Uygur kardeşlerim bu hakların hiç birine sahip değililer ve bunların hiç birini yerine getiremiyorlar. Sokaklarda normal,rahat gezen veya gülen bir insana rastlamadım diyebilirim. İşgalci Çin,en küçük bir hareketten veya durumdan şüphelenirlerse derhal onları tutukluyorlar.Her sokak başı ve ana yollarda silahlı işgal asker ve polisi geleni ve gideni gözetliyor ve kontrol ediyorlar.Beğenmedikleri bir Uyguru derhal tutuklayıp tutukluyorlar.Böyle bir ortamda bir insan nasıl rahat yaşayabilir veya hayatından memnun olabilir ki ? İnsanların duygularını körleştirmiş.Bunu kabul etmek mümkün değil.”şeklinde konuştu.
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » RöportajlarBENZER HABERLER