Son Dakika
Cihangir İŞBİLİR (cihangirisbilir@gazetevahdet.com)
Çin’in Doğu Türkistan’da Müslümanlara yönelik ayrımcı, asimile edici ve kimliksizleştirmeye yönelik baskıcı politikalarının benzeri hatta bazı ülkelerde daha şiddetlisi maalesef bugün Orta Asya’da yaşanıyor. İslam karşıtlığı denilince daha çok Avrupa ve Amerika’daki uygulamalar gündeme gelse de genelde Asya’da, özelde ise Rusya ve Türkistan’da İslam karşıtlığı ve bunun sonucu olarak toplumda oluşan İslamofobi, dozu gittikçe artan bir insan hakları ihlali ve yeni tür ıkçılık olarak ortaya çıkıyor.
İslam’a, Müslümanlara ve ‘İslamcı’ diye bilinen hareket ve akımlara karşı son yıllarda artan ‘kuşatma’ (İslamcıfobi) ve Mısır’daki darbeden (3 Temmuz 2013) DAEŞ türü örgütlenmelerin doğurduğu ‘İslam karşıtı’ konjonktür, küresel İslamofobikler gibi Türk İslamofobikleri daha da cesaretlendiriyor.
Bir zamanlar İslamofobi’nin anavatanı Türkiye idi; bugün bu büyük oranda değişti. Ancak Türkistan’ın diğer ülkelerinde bu sorun yani ‘Türk’ün Türk’e İslam karşıtı istibdadı’ tüm şiddetiyle devam ediyor. Orta Asya’daki yeni nesilleri İslam’dan koparma ve İslam’a karşı yeni bir bilinç oluşturma adına adım adım ‘büyük bir plan’ uygulanıyor… İslam’la gerçek kimliğini bulan ve İslamsız hiçbirşey olan Türkleri tarih sahnesinden itmeye yönelik bu plan, Türkofobi ile İslamofobi’yi eşzamanlı olarak yayma amacıyla yürürlükte…
RUSYA VE ABD’NİN ETKİSİ
Washington-Moskova arasındaki Orta Asya üzerinden devam eden nüfuz mücadelesi bölgedeki rejimlerin elini güçlendiren en önemli faktör. Çünkü her iki ülke de Orta Asya Cumhuriyetleri ile kuracakları ilişkilerden dolayı mevcut rejimleri sadece kendileriyle olan ittifak zeminlerine göre değerlendirip ona göre bir strateji belirliyorlar. Orta Asya ülkelerindeki insan hakları sorunları ve rejimlerin diktatoryal eğilimleri Washington-Moskova hattında gündem bile değil. Bu durum en çok da ‘yeni nesil diktatörler’i memnun ediyor!
Orta Asya Cumhuriyetleri’nde son dönemde artan İslamofobik politikalarda bu ülkelerden DAEŞ’e katılımların da ciddi etkisi var. ABD ve Rusya’nın DAEŞ türü örgütlerini, stratejik hesapları doğrultusunda yönlendirme kabiliyetlerini hesaba katacak olursak önümüzdeki dönemde Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’dan bu örgüte katılımları, gerek ‘şiddet sarmalı’nı besleyen İslam karşıtı politikaları yaygın hale getirmek gerekse bu ülkeleri istedikleri zaman istikrarsızlaştırmak için kullanabileceklerini tahmin etmek zor değil.
DAEŞ ORTA ASYA’YA SIÇRAYABİLİR Mİ?
İslam karşıtı politikalarla âdeta ‘devlet terörü’ uygulayan bazı Orta Asya rejimleri, özellikle Özbekistan ve Tacikistan’ın Afganistan’la olan sınırlarının geçişgenliği ve istikrarsızlığı sebebiyle ve Afganistan’da DAEŞ’e yakın yapılanmaların gittikçe güçlenmesiyle bahar ve yaz aylarında terör saldırılarına maruz kalabilir. Ortadoğu’daki devlet terörü eken bazı rejimlerin terör örgütü biçmeleri gibi Orta Asya’daki baskıcı rejimlerin de bu terör örgütlerini bahane edip İslam ve İslamcı karşıtı faşizan politikalarını daha da artırmaları kuvvetle muhtemel. Bu durum Orta Asya ülkelerini hem dış müdahaleye hem de kaosa daha elverişli hâle getirecektir.
Türkistan’ın İslam’la barışması ve normalleşmesi için Türkiye neler yapıyor? Türkistan coğrafyasındaki İslamofobi ile nasıl mücadele edilebilir?
Bölgeden sıcak bilgilerle birlikte konuyu değerlendirmeye yarın devam edeceğiz…
KAYNAK : Vahdet Gazetesi 20.04.2015
Etiketler: Çin » Dünya » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale AnalizBENZER HABERLER