Son Dakika
Bilmem haberiniz var mı? Tahrir’de Mübarek taraftarları Mursi’nin kellesini isterken ve Mursi emeklilik operasyonları ile savunmasını emanet ettiği Bakan tarafından koltuğundan indirilirken, Doğu Türkistan’ı 64 yıldır işgal altında tutan Çin, dünyaya aşina olan “etnik temizlik” operasyonlarının sonuncusunun düğmesine bastı.
Çin her yıl mutad olduğu üzere yine bir kılıf uydurarak soydaşlarımızın üzerine tüm azgınlığı ile saldırdı. Bizler Kahire ile meşgul iken kadim Türk yurtları Turfan, Hoten ve Urumçi’de soydaşlarımız katledildi. Katledilmeye de devam ediliyor.
Türkiye, Mısırlı “kardeşleri” için dünyayı ayağa kaldırırken, üst üste açıklamalar yaparak darbecileri “demokrasi”ye çağırırken Doğu Türkistan’da katledilen Türkler için kılını bile kıpırdatmadı.
Kıpırdatmayı bir kenara bırakın, Türkiye “Büyük” Millet Meclisi konuyu kendi aralarında konuşmayı bile “göze alamadı” MHP’nin “Kerkük ve Doğu Türkistan’ı görüşelim” önergesi AKP oyları ile reddedildi. Peki neden?
Yukarıda, Türkiye’nin Doğu Türkistan’da yaşanan katliam ve tecavüzler için kılını kıpırdatmadığını yazmıştım. Atlamışım, kıpırdattı. Dışişleri Bakanımız Çinli “mevkidaşı” ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Davutoğlu “Çin’le olan stratejik işbirliğini güçlendirmeyi istediğini, Türkiye’nin her türlü terörizme karşı çıktığını ve Sincan’da barış ve istikrarın korunmasını arzuladığını” ifade etti.
Önergenin ret gerekçesi de bu açıklamada gizli, hükümet “stratejik işbirlikçisi”ni tartıştırıp üzmek istememiş olmalı.
Dışişleri daha sonra yaptığı açıklamada Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza “terörist” denilmediğini açıkladı.
Ne diyelim, büyüklük göstermişler.
***
Dışişleri Bakanı’nın açıklaması, Ortadoğu’dan uzağı göremeyen dış politika “vizyonu” Doğu Türkistan Türklüğü’nün ölmeye devam edeceğini gösteriyor.
Hükümetin gözü, kulağı ve yüreği Şam’da, Trablus’ta ve Kahire’de, eli ise Pekin’deki katillerin elinde.
Turfan’da 7 yaşındaki Uygur çocuğu tecavüz edilerek öldürülürken birilerinin “utanmadan” Çin ile “kültürel” ilişkiden bahsetmesinin başka izahı yok.
Çin tankları Turfan, Hoten ve Urumçi sokaklarında Türk avlarken Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Çin ile “ekonomik” işbirliğinden bahsetmesinin başka bir izahı var mı?
Türk’ün Ata yurdu Kızıl Çin çizmeleri altında inlerken Türk hükümetinin işgalci Çin ile “siyasi ve stratejik” işbirliğinden bahsetmesinin başka bir izahı var mı?
Bütün mesaisini Müslüman Arap ülkelerinin “felahı ve refahı” için harcayan hükümetin “Müslüman” Uygur Türkünü görmezden gelmesi ne ile izah edilebilir?
Bunun cevabı içeride: Ülkeyi yöneten zihniyet Türkiye’de “Türklük” için ne yapıyorsa, dışarıda da onu yapmaktadır.
İçerde Türk kimliğini yok etmek için mücadele edenlerin, dışarıda Türk’ün yok edilmesine seyirci kalmasından doğal ne olabilir?
***
Peki Türkiye’deki Uygur Türklüğü, Türkiye’nin Çin katliamlarına karşı aldığı “pozisyona” ne diyor?
Uygur Türklerinin tam bir hayal kırıklığı içinde olduğunu söylemek “orjinal” bir söylem olmayacak. Türk resmi makamlarının Çin’i “üzmemek” adına kadim ata yurdunu “Sincan” olarak isimlendirmesinden tutun da, Rabia Kadir’e vize verilmemesine, katliamlara sessiz kalınmasına, Çin ile stratejik işbirliklerine kadar pek çok konuda Uygur Türklüğü hayal kırıklığı içinde.
Doğu Türkistan Türkleri’nin haklarını dünyaya duyurmak için kurulan sivil toplum örgütleri meseleyi çözmüşler. Doğu Türkistan derneği Başkanı Abdulmecit Avşar yaptığı son açıklamada tam olarak şunları söylemiş: “Çin’in yaptığı katliam ve asimile politikalarına bir kaç milyon dolarlık menfaat için herkes susuyor. Bu duruma Türk ve Müslümanların da katılması gerçekten çok acı”. Ve devam etmiş “bu duruma karşı BM ve AB gibi teşkilatlar ses çıkartmıyor. Hele hele Müslüman ülkeler ile başta Türkiye olmak üzere Türk Cumhuriyetlerinin sessiz kalması bizi derinden üzüyor.”
Avşar, hepimizin bildiği lakin itiraf etmeye utandığı şeyi söylemiş. Çin’in sürdürdüğü soykırıma sessiz kalınmasının gerekçesini yüzümüze bir tokat gibi haykırmış: Bir kaç milyon dolar için.
Acıdır lâkin gerçek budur: Çinlinin rüşveti üçbin yıldır iş görebilmektedir…
KAYNAK :http://eski.caykaragazetesi.com/haber_detay.php?id=152
EDİTÖR’ÜN NOTU : İnternet’te gezinirken,sayın Dr.İsmail Şahin’in bu çok önemli tesbitler ihtiva eden ve gönül pınarlarımızı ıslatan bu anlamlı ve çok güzel yazısına rastladım. Yazı 2013’te yayınlanmış. Ancak,sizler de okuyunca göreceksiniz ki,bu yazı’da şikayet edilen konular aynen devam ettiriliyor. Türk halkında ve kamu oyunda Doğu Türkistan dramına olan ilgi yükselirken,resmi düzeyde yerinde sayıyor. Hatta geriye gidiş söz konusu. Ayrıca,anlı şanlı STK.larımızdan de TIS yok.Gözleri kör ve Kulakları adeta sağır.Görmüyorlar ve duymuyorlar.Eskiden hiç olmazsa bir kaç STK. toplanır, olağan bir Basın toplantısı düzenler tepkilerini gösterirlerdi.Şimdi bu çalışma dahi yok. yapılmıyor. Nedeni ise, bilinmiyor.
Sayın Dr.İsmail Şahin Beyin bu ” ESKİMEYEN VE ÖNEMİNİ İLK GÜNKÜ GİBİ KORUYAN” yazısını siz değerli Doğu Türkistan dostları,gönüldaşları ve okuyucularımızla paylaşmayı uygun bulduk.
Yüreğine ve eline sağlık İsmail Şahin Beğ, Allah ne muradın varsa sana nasip eylesin.Sağ olasın.
Bu ve benzer güzel yazılarınızın devamını de büyük bir özlem ve heyecanla bekliyoruz.
Etiketler: Çin » Dünya » Görüş Yorum » Makale AnalizBENZER HABERLER