İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukçuoğlu bu ifadeleri Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı,zulüm ve etnik soykırım uygulamalarına ilişkin olarak yaptığı basın açıklamasında dile getirdiği bildirildi.
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukçuoğlu’nun yazılı basın açıklaması şöyle ;
- Tarih boyunca birçok devlet tarafından hâkimiyet altına alınan Doğu Türkistan halkı belirli yıllarda (1933-1944) bağımsızlığına kavuşarak kendi cumhuriyetlerini ilan etmelerine rağmen, 1949’dan itibaren tamamen Çin hâkimiyetine girmiştir. Çin daha sonra Doğu Türkistan’a özerklik hakkını tanımlamış ve 1955’ten itibaren bölge Çin’e bağlı beş otonom yapıdan biri olmuştur. Çin kaynaklarında “Sincan” (Xīnjiāng) olarak geçen ismi Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerde “Doğu Türkistan” olarak anılmaktadır. Uygur Türklerinin vatanı Doğu Türkistan, 1.8 milyon km2, 10 milyon nüfuslu bir Türk devletidir. 1944’te bağımsız devletken 1949 yılında Çin devleti tarafından otonom bölge olarak işgal edilmiştir.
- Çin’in 148 çeşit madeninden 118’i, Çin’in toplam doğalgaz rezervinin 1/3’ü, toplam petrol rezervinin 1/3’ü Doğu Türkistan’dan çıkartılmaktadır.
- Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri başta Kazak, Kırgiz ve diğer Türk halkları ciddi olarak Çin’in resmi devlet baskısı altındadır.
- Türkler, eğitim- öğretim haklarından imkânlarından yoksun bırakılmaktadır.
- Türkler; Seyahat, Lojistik, ticaret ve diğer tüm yaşamından mahrum bırakılmakta ve kısıtlamalar uygulanmaktadır.
- Türklerin Dini ve kültürel yaşantıları kontrol altına alınmış ve yasaklanmıştır.
- 1964-1996 yılları arasında Lop Nor bölgesinde yapılan Nükleer denemelerde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmişlerdir.
- Doğu Türkistan Çin Polis devletine dönüştürülmüştür. Türkler Çok sayıda Polis kontrol noktası, dijital gözetleme, izleme sistemleri ile 7/24 saat kontrol altında tutulmaktadır.
- Türklerin günlük yaşantıları ve temel özgürlüğü kısıtlayıcı dijital ve fiziki kontrol tedbirleri ile adeta cehenneme çevrilmiştir.
- Çin yönetimi, Doğu Türkistan’in kadim tarihten beri Uygur Türklerine ait olduğu gerçeğini görmezden gelerek inkar etmekte, ülkenin tarihten beri Çin toprağı-Ayrılmaz bir Parçası olduğunu öne sürmektedir.
- Ülkenin demografi olarak Çinlileşterilmesi için etnik Çinlileri çeşitli özendirici tedbirlerle bölgeye göç ettirmektedir.
- Çin işgalinin başladığı taşıyarak nüfusu değiştirmeyi amaçlamakta ve Türk varlığını yok etmeye çalışmaktadır.
- Doğu Türkistan Çin hâkimiyetine girdiği tarihten itibaren çok ciddi insan hakları ihlalleri ile karşı karşıyadır.
- Çin yönetimi Müslüman bölge halklarının dinlerini yaşamaları, dillerini kullanmaları ve kültürlerini yaşatmaları engellenmektedir. Muhalif gördüklerini toplama kamplarına yollamaktadır. Doğu Türkistan’da esas amacın bölgeyi Müslüman Uygur Türkleri’nden arındırmak, onları yok etmek olduğu açıktır.
- Doğu Türkistan, Çin’in küresel bir projesi Bir Kuşak Bir Yol Projesinde bir düğüm ve kavşak noktası olarak çok önemli bir yere sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti de kuşak projesinde çok önemli yere sahiptir. Çin’in bu ülkede yaşayan Uygurlar ve diğer halklara yönelik baskı ve zulüm uygulamalarının esas nedeni de bu Doğu Türkistan’in bu hayatı öneminden dolayıdır.
- Çin yönetimi aynı zamanda Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerini bu emperyal projesi önünde bir engel ve hasım güç olarak görmekte ve onları baskı, zulüm ve etnik soykırım üzerinden toptan yok etmek istemektedir.
- Türkiye Cumhuriyeti devletimiz de Kuşak-Yol projesinin Avrasya güzergahınde/ geçişinde yegane ve tek bir yol üzerinde bulunmaktadır. Türkiye bu proje güzergahındeki bu önemini ustalıkla uygulayacağı bir stratejik politika ile Çin’in Uygur Türkleri üzerindeki baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarını en azından azaltabilir ve zamanla ortadan kaldırmayı sağlayabilir.
- Çin yönetimi Müslüman Doğu Türkistan Türklerinin dini ibadetlerini yerine getirmelerine engel olmaktadır. Camiler başta olmak üzere dini ve kültürel mekanlar amaç dışı kullanılmaktadır.
- Namaz kılan,Oruç tutan ve Kurani Kerim okuyan ve öğretenleri Radikal ve Törercü suçlamaları ile tutuklamakta Çin tipi toplama kamplarına hapsetmektedir.
- Türkiye Cumhuriyeti, Türkistan, Balkanlar başta dünyanın herhangi bir yerinde zulüm gören Türkler ile tarihi misyonu ve binlerce yıllık devlet geleneği gereğince ilgilenmek ve onların sorunlarını çözmek durumunda ve zorundadır.
- İktidardaki AK Parti ve ortağı partiler ” Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti” söylemleri ile konuşmalar yaparken ve diye nutuk atıyorlar. Ancak, Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik insanlık ve etnik soykırım uygulamalarına karşı sessiz kalmaya devam ediyorlar. devletine karşı seslerini çıkartmıyorlar.
- Çin Dışişleri Bakanı ülkemizi ziyaret ediyor, ancak Türk soykırımının en önemli figürlerinden olan bu kişiyi adeta gazetecilerden kaçırıyor ve bu konuda Gazetecilerin soru sormalarına engel oluyor.
- Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Konseyinin 22 üyesi ortak bir açıklama yaparak Çin’in Uygur Türklerine yapılan baskı, zulüm etnik soykırımın durdurulması çağrısında bulundular.
- ABD.Kanada ve Hollanda başta olmak üzere 11 batılı ülke yönetimleri Çin’in Doğu Türkistan’daki kötü muamele ve etnik ayırımcı uygulamalarının insanlık s ve soykırım suçu olduğunu açıklamış bulunmaktadır.
- Batılı ülkeler Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin durdurulması çağrısında bulunmaları karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nden şimdiye kadar açık ve net şekilde bir açıklama ve protesto edilmemesi kabul edilemez bir durumdur.
- Çin Hükûmeti Türkiye’nin Uygur bölgesindeki insan hakları ihlalalerinin yerinde araştırılması amacı ile bağımsız gözlemciler ve gazetecilerden oluşan bir heyetin bu ülkeye gidebilmesi yolundaki talep ve çağrılarını uzun bir süre geçmiş olmasına hala cevap vermemiştir.
- Halen Türkiye’de 10 bini mülteci olmak üzere yaklaşık 50 bin Uygur Türkü yaşamaktadır. Mülteci statüsü olmayanlar geçici ya da sürekli ikamet iznine ya da Türk vatandaşlığına sahiptir.
- Uygur Türklerinin yasal oturma iznine sahip olamayan veya T.C. vatandaşı olamayan ve çalışma izni alamayanlar iş bulma,iş kurma,eğitim ve sağlık ve diğer yaşamın diğer sahalarında ber çok zorluklarla karşı karşıya bulunmaktadırlar.
- Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti ile 2017 yılında imzaladığı “Suçluların İade Anlaşması”, Çin zulmünden kaçmış, ülkemize sığınmış ve henüz Türk vatandaşlığı hakkını almamış Uygur Türkleri arasında sürekli bir endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir.
- Çin yönetimi, 80 yıl önce batılı emperyal ülkelerin Çin ulusuna karşı uyguladığı işgal, saldırı, baskı, zulüm ve sömürgecilik uygulamalarını ve kendilerinin günümüzde Doğu Türkistan Türklerine baskı ve zulmederken bunları asla unutmamalıdır.
- Türk Milleti ve Türkiye olarak bizim Çin halkıyla hiç bir sorunumuz ve problemimiz yoktur. Çin hükümeti Uygur Türkleri üzerindeki baskı ve zulmü devam ettirirse iki ülke arasında karşılıklı iyi ilişkiler asla kurulamaz ve hiçbir zaman Türkiye’nin rızasını kazanamaz.
- Çin yönetimine son kez tekrar bir çağrıda bulunuyoruz : öncelikle ve ivedilikle Doğu Türkistan’da yaşayan Türk soydaşlarımıza yönelik baskı ve zulme son veriniz.Onların temel insani haklarının önündeki engelleri kaldırınız.
- İYİ Parti olarak Doğu Türkistan Türklerine sistematik olarak ve israrlı bir şekilde sahip çıkan ve bu davaya sahip çıkan bir parti olduğumuza inanıyoruz. Doğu Türkistanlı Soydaşlarımızın dramatik durumunu yakından izliyor ve Çin’in baskı ve zulmünün sona erdirilmesi noktasında çalışmalar yapma gayreti içindeyiz.
- İYİ Parti TBMM. Grubu olarak bugüne kadar Uygur Türkleriyle ilgili TBMM başkanlığına 1 yasa teklifi, 4 Meclis Araştırma Önergesi ve 18 soru önergesi vermiş bulunuyoruz.
- Durumu Türk Milletinin bilgisine bir kez daha arz ediyor, Saygılarımızı sunuyoruz.
Açıklamanın tamamını izlemek için aşağıdaki linke tıklayınız…
https://www.pscp.tv/w/1yNGaWkkEOWxj
Kaynak : https://iyiparti.org.tr/uygur-turkleri-sorununun-sahibi-iyi-partidir