İşgalci Çin’in ifşa edilen Polis Arşiv belgelerinde resmi ve diğer tüm bilgileri verilen Çin toplama kampı tutuklusu Uygur Havvagül Tevekkül’in resmini gören Müslüman İngiliz milletvekili Afzal Han, “Hawagul’un acısını gözlerinden hissedebiliyorum” sözleri ile yorumladı. Bu, bugünlerde ikonik resim hakkında yaygın bir his. Ancak bir Uygur gazeteci tarafından bakıldığında bu gözyaşlarının belirli anlamları vardır.
2018 yılında Kaşgar’in Tokkuzak (Dokuz Azak) Toplama Kampında (işgalci Çin’e göre Mesleki Eğitim Merkezi’nde (VTC) görevli bir Çin Polis Memuru Özgür Asya radyosu muhabirinin sorularını şöyle cevaplıyordu :
rfa. org. Muhabiri : Toplama Kampı Tutuklusu Aile üyeleriyle görüntülü görüşürken nelere dikkat etmesi gerekir ?
Çinli Polis : Asla ağlamaması gerekir.
rfa.org .muhabiri : Tutuklu ağlarsa akibeti ne olur sizce ?
Çinli Polis : Puanı kırpılır(düşürülür). Tutukluluk süresi uzar. Aile ve yakınları ile bir daha asla görüştürülemez.
Özellikle ikonik resimde, gözyaşları sadece o andaki ıstırabın bir tezahürü değildir. Havvagü bu gözyaşları ile aile üyeleriyle görüşmesinin kalıcı olarak yasaklanması da dahil olmak üzere günlerce cezalandırılmıştı.
Şu anda ABD’de yaşayan Çin toplama kamplarından sağ kurtulan Doğu Türkistanlı Kazak Türkü Gulzira Avulkan 2019 yılında yaptığı bir konuşmasında Toplama kamplarındaki tutukluların ağlamasına izin verilmediğini söylemişti. Onlar eğer ağlayacaklarsa kameralar tarafından görülmemesi için duvara veya yere bakarlardı. Ağlarken yakalanırlarsa, yirmi dört saat boyunca karanlık bir hücreye gönderilirdi. demişti.
Havvagül Tevekkül’ün gözyaşları, onun en az bir kez karartılmış bir hücrede kaldığını ve hapishanede ağır işkencelere maruz kaldığını gösteriyordu.
Bilindiği üzere, ağlamak insanların içini boşaltmak(dökmek) derz ve istırabının şiddetini azaltmanın bir aracıdır. Ama,Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da Uygurların ağlaması bir cinayet yanı büyük suçtur.
2012 yılının Nisan ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan,(O zaman Başbakan idi.) ile 2013’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Urumçi’yi ziyaret ettiğinde, 05 Temmuz 2009 Urumçi katliamında kayıp olan oğlunu arayan bir Uygur anne olan Fatmagül Gulam(Patigül Gulam) , onları karşılayan ve sevgi gösterisinde bulunan Uygur kalabalığının önünde ağladığı için “Devlet Sırrını İfşa Etme ” suçlaması ile tutuklanmış ve 2014’te 2 yıl hapis cezassına çarptırılmıştı. Daha sonra geçmişte işlediği suçları nedeniyle 2017’de tekrar tutuklanmış ve hapishaneye konulmuştu. .
Bütün bu örneklemelere göre Havvagül Tevekkül de döktüğü bu göz yaşları için mutlaka 10-15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmış olduğu muhakkaktır.
Gözyaşım ve Telefonum Benim Tek ve En Son Silahım. Beni Aramayı Unutmayın
17 yaşındaki oğlu kayıp durumda olan Fatmagül Gulam Gazetecinin : ” Bu sizinle benim en son görüşmem olsun.Ben Oğlunuuzu hatırlatarak sizi bir daha ağlatmak istemiyorum.”yolundaki sözlerini şöyle cevaplandırmıştı : ” Gözyaşım ve cep telefonum benim en son ve tek silahım. Ben bu silahlarım ile benim oğlumu katlederek cesedini yok eden katilleri teşhir edeceğim ve oğlumun intikamını de böylece almış olacağım.” demişti.
Fatmagül Gulam ayrıca şunları de ifade etmişti yabancı muhabire :
- Suriyeli Anneler benden daha şanslı . Çünkü,öldürülen çocuklarının bedenine sahip olabiliyorlar.
- Filistinli anneler daha mutlu. Çünkü onlar acı çektiklerinde serbestçe ağlayabiliyorlar.”
Havvagül Tevekkül’ün döktüğü bu gözyaşları da onun için bir silah olabilir.
O, bu göz yaşlarından yararlanarak Çinli işgalcılara şunları söylemek istemiştir :
- Beni hapsettiğiniz yer bir hapishane. Asla bir eğitim merkezi değildir!
- Sizler beni eğitmiyorsunuz, aksine beni haksız ve hukuksuz olarak cezalandırıyorsunuz.
- Uygur bölgesinde yaşayan tüm insan ve ulusların(Milletlerin) Nar taneleri gibi sıkı bir şekilde birleştiği söylemi tamamen bir yalandır.
- Sizler biz Uygurları tamamen soykırımla yok etmek istiyorsunuz!
- Doğu Türkistan benim ve Uygurların vatanıdır.
- Doğu Türkistan Çin’in bir parçası asla değildir !
- Sizler bir sömürgecisiniz !
- Siz Çinliler, Benim güzel vatanım Doğu Türkistan’i zorla işgal ettiniz !
Havvagül Tevekkül’ün gözyaşları sadece dert ve istirabının ifadesi değildir. O, etnik Çin(Han)kimliğini kabul etmeyen bir milli iradenin dışa vurumudur. Onun göz yaşı haksızklığa karşı bir savaş alanıve zulme karşı bir isyanın sembolüdür. Bu gözyaşları bir alelade bir Uygur insanının Çin’in etnik soykırım cinayetleri karşısında yiğitçe sergilediği bir doğal kalkan ve Neyze.
Ağlamak,Yaradan’a İltica Ve Yalvarmanın Bir Aracıdır
Ağlamak, Doğu Türkistan’da yaşayan insanlar için genellikle bir acıyı dindirme aracıdır Ağlamak bazen başkalarına hitap etmenin bir başka yoludur. Bu istirabı dindirme aracı olan ağlamak Uygurlara Çinli işgalcılarca suç olarak ilan edilmiştir.
ÇKP Diktatörü Xi Jingping’in ” Onlara (Uygurlara) kıl kadar bile olsa asla merhamet gösterme !” buyruğu göz önüne alındığında iltica, Uygurlar için bu süreçte “İşe Yaramaz” İşgalci Çin’e göre ise “Hiç bir etkisi olmayan” bir silahtır. Havvagül Bu acımasız vahşetin tanığı ve kurbanı olarak Çinlilerin bu konudaki art niyetini ve huyunu çok iyi bilmektedir. Bu nedenle de Yaradanı’na ” Ey Ulu Allah’ım,bu dünyada biz mazlum Uygur Kullarına senden başka yardım edecek hiç bir güç bulunmamaktadır. Bize uyguladığın bu imtihanlarını lütfen durdur! Bu zillet ve aşağılanmadan bizi kurtar ! Ben bunları sadece kendim için değil, masum yavru Uygur Çocuk kullarının yaşaması, onların, selameti, rızkı ve sana olan imanının güçlenmesi için de özellikle talep ediyorum. Lütfeyle Ulu Allah’ım ! !” sözleri ile feryat etmekte ve yalvarmaktadır.
Uygurlarda “ Çuvaldız çuvalın içinde saklanmaz.” şeklinde bir ata sözü vardır. BM.İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet ve Alina Dohan gibi üst düzey BM.yetkilileri önceden yapılan bütün iyi niyetli tavsiye ve yoğun uyarılara rağmen Çin’i ve Doğu Türkistan’i ziyaret etti ve Çinli işgalcılarca önceden hazırlanan ÇKP’nin sahte Tiyatro sahnelerini seyderedek geri döndü. ÇKP yanlısı bu üst düzey kişiler bütün çabalarına rağmen, Çin’in Uygur soykırımının üstünü örtmeyi başaramadılar. Toplama kampı tutuklusu Havvagül Tevekkül’ün gözyaşları Çin’in “mesleki eğitim merkezleri” yalanı ile makyajladığı aslında ise, Hitler’in ölüm kamplarını hiç aratmayan Çin tipi toplama kamplarının gerçekte ne olduğunu ve Uygur soykırımının nasıl devam ettiğini bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
Günümüz dünyasında haddini bilmeyen ve kibirli bir güç olan Çin, Havvagül’ün bu silahını görmezden gelmekte ve ifşa edilen Çin Polis Belgelerini inkar ederek uluslararası toplumla alay etmektedir. İnsanlık ile dalga geçmekte bu belgelere Düzmece ve söylenti olarak tanımlamaktadır.
Şurası asla unutulmamalıdır ki , İnsanlık tarihi, günümüzde ÇKP Diktatörlüğü gibi haşa Allah ile rekabet etmeye çalışan onlarca kibirli gücün bir anda yer ile yeksan olduğuna ve zamanı geldiğinde düştüğüne tanık olmuştur.
Dolayısıyla Havvagül’ün silahı Allah’ın kendisine verdiği gözyaşı silahıdır. Havvagül’e Allah’in lütfu olan bu silahı Çin dahil hiç bir güç elinden alamaz , asla taklit de edemez ve hiç bir şekilde .
Bu satırların yazarı şuna içtenlikle inanıyor ; Soykırımcı Çin tarihin karanlık sahifelerinde yok olmaya ve ebediyen mahvolmaya mahkumdur. ÇKP gibi Zalimlerin yıkılışına ne ABD’nin füze saldırıları, ambargusu veya yaptırımları ne Rusya’nın atom bombası veya AB’nin ambargosu ya da Kuzey Kore’nin kazara nükleer denemesi nedeniyle değil, Allah’in Havvagül Tevekkül gibi mazlumlara verdiği bu gözyaşı silahının gücü ve kerameti ile doğası gereği ilelebed çökmeye mahkum olacaktır İnşallah.
Kaynak : https://bitterwinter.org/hawaguls-tears-what-they-tell-a-uyghur/?fbclid