Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Doğu Türkistan Türklerinin de ülkeye demografik asimilasyon amacı ile getirilip yerleştirilen etnik Çinli göçmenlere olduğu gibi temel insani ve yasal haklarının kağıt üzerinde değil, uygulamada de verilmesini talep ettiği için 2014’de “Bölücülük Yapmak” suçlaması ile ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Uygurların vicdanı olarak tanınan Bilim adamı, ve insan hakları aktivisti Doç.Dr.İlham Tohti’nin kızı ve Uygur aktivist Cevher İlham, Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da yaşayan müslüman Türklerin dilini, kültür ve dini inancını yasaklayarak onları toptan Çinliye dönüştürerek yok etmek amacında olduğunu açıkladı.
Özgür Asya(rfa.org/Uyghur)radyosuna açıklamalarda bulunan Cevher İlham şunları söyledi :
Babamın Savunduğu Konular İle İşgalci Çin’in Uygulamaları Tamamen Farklı
Cevher İlham Babasının bir ekonomist ve bilim adamı olarak savunduğu tezlerin ana amacının Uygur bölgesindeki yoksulluğun sona erdirilmesi ve Uygurlar ve diğer bölgede yaşayan Çinli olmayan halkların da ethik han Çinlileri gibi refah seviyelerinin yükseltilmesi için ekonomik durumlarının geliştirilmesi olduğunu belirterek : “Ekonomik gelişmelerin sosyal Özgürlüğün gelişmesine fırsat yaratacağına inanıyordu. Herkese eğitimden eşit şekilde yararlanma, eşit iş fırsatlarına sahip olma ve konuşma özgürlüğü hakkının verilmesini savundu. Çin hükümetinin Uygurları “yeniden eğittiğimiz” iddiası, aslında kültürümüzün yok edilmesi ve en temel insan haklarımızın inkarıdır. “Çin, Uygurların dilini ve dinini değiştirmek ve onları Çinlileştirmek için ” sözde “eğitim merkezleri” adı ile Nazi kampları kampları benzeri Toplama kampları kurdu. Çin’in bölgedeki “Uygurları Yoksulluktan Kurtarma ” adı altında yürüttüğü uygulamalar ile babamın savunduğu fikirler taban tabana zittir. Babam Uygurların kendi topraklarında temel insanı hakları , ekonomik, siyasi ve diğer temel haklarına sahip olarak mutlu yaşamalarını savunuyordu. Çin ise onların binlerce yıllık topraklarından zorla kopararak Çin’in içlerine dağıtarak onları eriterek yok etmek istemektedir.
Çin Yönetimi, Uygurları Köle/İşçi Olarak Çalıştırarak Ekonomik Çıkarlar Elde Ediyor
Çin hükümetinin Uygurları zorla Köle/İşçi olarak çalıştırarak Çin’e büyük ekonomik kazançlar elde ettiğini savunan Cevher İlham : “Babamın hapsedilmesinden bu yana, Çin hükümeti Uygur halkının zorla çalıştırılmasından büyük ekonomik çıkarlar ve faydalar sağlamıştır. Dünya pamuğunun yaklaşık yüzde 20’si Uygur bölgesinde üretiliyor. Uygurlar pamuk üretimini elleri ile yanı insan gücü ile yapmaya zorlanıyor. Küresel tekstil pazarındaki pamuklu giysilerin büyük bir kısmı Uygurların zorunlu işçi (Köle/İşçi) olarak çalıştırılması ile üretiliyor. Babam, “Çin’in Doğu Türkistan’daki zengin enerji kaynaklarına çok dikkat çekiyordu. Bu kaynakların bir kısmının bölge halkının refahı için tahsis edilmesini savunuyordu. Ancak, Çin işgal yönetimi bölgenin enerji kaynaklarının tamamını Çin’e taşıyarak ve Uygurları köle işçi olarak sömürerek bölgenin kaynaklarının tamamını Çin yönetimi için harcadığını geç de olsa fark etmiş bulunuyoruz.
Babamın Tutuklanmasından Sonra Uygurların Durumu Daha Da Kötüleşmiştir
Babam Doğu Türkistan’ın kadim halkları olan Uygurlar başta diğer Türk halklarının hatta Türk ve Çinli olmayan diğer kardeş azınlık ulusların haklarını savunduğu için ömür boyu hapse mahkum e Babamın tutuklanarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasından sonra bölgede yaşayan Uygurların ve diğer halkların durumu daha da kötüleşti. Bizler,Doğu Türkistan’in gerçek sahip ve kadim sakinleri olan bizler uzun yıllardan beri yoksulluk içinde ve toplum ve dünyadan tecrit edilmiş durumda çok zor şartlarda yaşamaya mahkum edildik. Çin hükümeti günümüzde baskı,zulüm ve etnik soykırım uygulamalarını daha da arttırmış bulunuyor. Uygurlara karşı zorunlu kürtaj, zorla çalıştırma, sürekli izleme,takip ve kontrol etme gibi her türlü diğer istismar ve baskılama uygulamalarını devam ettiriyor. Bu baskı ve zulüm uygulamaları , Uygurların Çin’in kendilerinin belirleyip uyguladıkları sözde kalkınma planlarına asla uymuyor ve onların değil refah seviyelerinin yükseltilmesi aksine onların sadece hayatlarını kurtarmaktan başka bir işe yaramıyor. Uygur bölgesi dış dünyaya tamamen kapatılmış ve Halk tamamen izole edilmiş durumda. Çin yönetimi Bağımsız araştırmacıların ve Gazetecilerin Uygur bölgesinden gerçek ve doğru bilgi ve haber almalarını yıllardan beri engellemiş durumdadır.
Babamı en Sonu Beni Öğrenim için ABD’ye Yolcu Ederken Gördüm
Babası ile birlikte yaşadığı günleri büyük bir hicran ve hasretle özlediğini belirten Cevher İlham Babasını yaklaşık 9 yıl önce en son Pekin hava alanında kendisini öğrenim için ABD’ye yolcu ederken gördüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü :”Babamı en son beni ABD’ye yolcu ederken gördüm. Havaalanında olanlar ve bana söyledikleri dünkü gibi hala hafızamda taptaze. Babamın söylediklerini çok önemli bir ödev olarak çok ince ayrıntıları ile kalbimde muhafaza ediyorum. Aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen , Sevgili babamın söylediklerinin her ayrıntısını hala hatırlıyorum. Çünkü 2 Şubat 2013 benim hayatımın dönüm noktası ve tüm yaşamımı tümden değiştiren bir gündü. Nereye gidersem gideyim, başkalarına babamın bana nasıl veda ettiğini ve Çin’den ayrılmam gerektiği yolundaki sözlerini anlatıyorum. Babam beni ABD’ye yolucu etmemiş ve onunla birlikte Pekin havaalanında kalsaydım, bugünkü hayatım asla olmayacaktı. Benim burada yaşadığım bu özgürlükleri Babam benim, ailemin,kardeşlerim ve tüm Uygur halkı için yıllarca talep etti ve bu uğurda yılmadan çalıştı ve çabaladı. Ancak, Babamın bu çabaları hiç bir zaman gerçekleşmedi kendisini bu yolda feda etti. Ama,ben Haylkımın bir gün mutlaka özgür olacağına ve yurdumun da diğer ülkeler gibi bağımsızlık nimetine kavuşacağına Babam gibi yürekten inanıyorum,
Babama Beni Özgürlüğe Gönderdiği İçin Minnet Duyuyor ve Teşekkür ediyorum.
2 Şubat 2013 tarihi benim hayatımı değiştiren bir gündür. Gerçi ben bu günde babam, ailem ve Kardeşlerimden ayrı düşmenin ağır yaralarını üzerimde hala taşıyor olsam ve bu yaralar bana ciddi şekilde istiraplar veriyorsa da şu anki hayatım için babama hala minnet ve şükran duyuyorum.
O gün babam beni Özgür dünyaya yolcu etmemiş ve beni hürriyete itmemiş olsa idi, ben onun serbest bırakılmasını söyleyememiş ve onun ve halkımın dramatik durumunu dünyaya haykıramamış olacaktım.
Babamın bugün tahliyesi hakkında konuşamayacaktım. Uygurların zorla Köle/İşçi olarak çalıştırılması, babamın hapishaneden serbest bırakılması ve milyonlarca masum Uygur’un Çin tipi Toplama Kamplarından ve ÇKP. Hapishanelerinden kurtulmaları ve özgürlüklerine kavuşuturulması için ve şu anda yaptığım ve ileride yapacağım tüm aktiviteler hakkında konuşamazdım.
” Teşekkürler Sevgili Babacığm. Seni minnetle, özlemle ve tüm kalbime bir kez daha hasretle anıyor ve öpüyorum. »
BENZER HABERLER